Kendi halinde bir kütüphaneci, bir tiyatro oyununda rol alır. Oyundan sonra kostümlerini çıkarmayı reddeder ve Ortaçağ kıyafetleriyle dolaşmaya başlar. Eser bu olaydan yola çıkılarak siyasi ve toplumsal bağlamda eğlenceli bir eleştiri ile yazılmış.
Chesterton’un okuduğum ilk eseri ve kendine özgü bir dünyası olduğu aşikar. Sınıflar arasındaki ilişkiler, işçi sınıfı, eğitimli eğitimsiz insan gerilimi üzerine ilginç gözlemlerin yer aldığı bir roman. Diyaloglarla öne çıkan eser, ustaca ifadeler barındırıyor. Farkli bir kalem okuduğum için mutluyum.
Eserin tek sevmedigim yönü, betimlemeler çok az yapılmış. Bir karakterin adı geçtiğinde, o karakteri gözümün önüne getiremedim. Gerçi belki de bu durum karakterlerin fiziksel olarak değil, kişilik ve düşünce yönüyle öne çıkmasıyla ilgilidir. Okuyun arkadaşlar, farkli eserler okuyalım.