Balzac, Goethe, Tolstoy.. onlar da düşündürür, beğendirir. Ama bunu anlatarak yaparlar. Dostoyevski sezdirerek, usul usul işleyerek yapar bunu. Uzak durmaz, size sokulur. Görünmez, duyulur. Coşturup yakalar sizi. Bıraktığı etkide afallatan, büyüleyen bir şey var. Okuyanı yanına çekiyor. Kimse direnemiyor. Öne darmadağın edip sonra topluyor.