Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi

Stefan Zweig

Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi Gönderileri

Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi kitaplarını, Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi sözleri ve alıntılarını, Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi yazarlarını, Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü en çok acıyı çeken kişi en çok bilendir ve seni bilen… Şimdi, seni en derinden bilmiş olan bu adama bir bak, o, hiç kimsenin etmediği kadar tanıklık etti sana, kimsenin sevmediği kadar sevdi seni.
Sayfa 190Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Dostoyevski ; çocukluğunu ayyaş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirmiş olmasaydı, on altı yaşındayken annesini veremden kaybetmeseydi, babasına karşı ölüm haberini aldığında mutlu olabilecek derecede büyük bir kin duymasaydı, yirmi sekiz yaşında altı ay hapiste yattıktan sonra tam idam edilecekken bir rus çarı tarafından son anda affedilmeseydi, tıpkı annesi gibi veremli bir kadınla evlenip, akabinde onu da erken kaybetmemiş olsaydı, kumar borçlarını ödeyebilme uğruna normal bir insanın bir haftada okuyacağı kitabı üç günde yazmak zorunda kalmasaydı, belki de en önemlisi epilepsi hastası olmayıp, her an bir sara krizi geçirme ihtimalinin sırtına yüklediği yükten doğan stresle yaşamak zorunda kalmasaydı, ne o yazdığı şeyleri yazabilecekti, ne de biz yazdığı şeyleri okuyabilecektik. Belki de sayısız insan şu an olduğu gibi biri olamayacaktı onun yokluğunda. En azından ben aynı ben olamayabilirdim, bunu biliyorum. Acı bazı insanları güçlendiriyor, buna inanıyorum.
Dostoyevski: Yalnızlığın Keşfi
Dostoyevski: Yalnızlığın KeşfiStefan Zweig · Zeplin Kitap · 2019472 okunma
Reklam
Katerina Dimitri’yle bir baloda karşılaşır. Dimitri, bir şekilde Katerina’yla tanıştırılmasını sağlar. Ancak sonrasında ona hakaret eder ve Katerina ona karşı nefret beslemeye başlar. Dimitri intikam almakta onu aşağılamaktadır. ve Katerina onu sever, aslında sevdiği o değildir ; Katerina’nın asıl sevdiği Dimitri‘nin ona yüklediği aşağılanmışlık duygusudur. Katerina kendisini Dimitri’ye feda ederken onu sevdiğini sanmakmaktadır. Aslında aşık olduğu şey, kendi fedakarlığı, aşkın içinde kendi duruşunu sever esasen. Dimitri’ye bu şekilde duyduğu aşk büyüdükçe nefreti de aynı ölçüde büyür. Sonunda bu nefret Dimitri’nin yaşamını hedef alarak onu mahveder.
“Tanrı’ya ihtiyacım var çünkü o daima sevilebilecek tek varlıktır.”
Dostoyevski’nin İnsanları
Onlar şunu ya da bunu istemezler daha ziyade her şeyi isterler. Hepsini de oldukça yoğun bir arzuyla isterler. İyi ve kötüyü, sıcağı ve soğuğu , yanındakini ve uzaktakini,aşırıya kaçan ölçüsüz insanlardır onlar .onlar bu dünyadan münferit bir şey istemezler, daha ziyade her şeyi, dünyanın bütün duygularını ,Derinliğini tamamını isterler.yaşamın ta kendisini. Kendi derinliklerini, insanlık hallerinin ölçüsünü deneyimlemek adına kendilerini her uçurumdan aşağı atarlar. Bilge bir uyanıklık halinden cinnetin girdabına atarlar kendilerini, zihinlerindeki merakları duyuların sapkınlığına dönüşür. ..”
Aslında aşık olduğu şey fedakarlığıdır. Aşkın içinde kendi duruşunu sever..
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.