Dünden Bugüne Türkiye
KolektifSözler ve Alıntılar
Nevrotik Divan Üstadları
Divan şiiri üstadları, kendini göklere çıkarmaktan nefsi inkara, ızdıraptan aşkın coşkuya, bağnaz bir nefs reddinden sınırsız hazcılığa kadar, insanı yakalayıp içine çeken bir güçle ifade bulan etkileyici bir coşkuya ulaşmıştır.
Sayfa 105
Anit-Batıcılığın Paradoksu - Geleneğin İcadı
Kişi tapıncına dayanan yeni patrimonyalizmin ortaya çıkması, daha önceki dönemlerde başlamış, 2. Abdülhamid rejiminde zirveye ulaşmış bir başka eğilim tarafından da destekleniyordu ki, bu da geleneğin icat edilmesiydi. Saltanat arma ve fermanları gibi "yeni" geleneklerin bir çoğu 2. Abdülhamid'in Osmanlı tahtına çıkmasından çok önce icat edilmişti, ama o bunları yeniden şekillendirdi, kullanım alanlarını genişletti ve çağdaş Avrup saraylarını hatırlatan, kraliyete has bir itinayla onlara yatırım yaptı. Benzer şekilde, İstanbul'da muhafaza edilen kutsal emanetlere ziyaretler gibi bazı kadim ritüeller ihtişamlı seremoniler haline geldi. Cuma namazları bile "Avrupalı emsallerinin ilham verdiği fazladan sembolik törensel imler kazanıyordu."
Sayfa 26
İthalcı Abdullah Bey
Atatürk'ün "kültür cumhuriyeti" diye tanımladığı "yeni Türkiye"si, etkili bir aydın olan Abdullah Cevdet'in 1913'te verdiği beyanı destekler nitelikte görünmekteydi:"Başka bir medeniyet yok: medeniyet Avrupa medeniyeti demek ve hem gülü hem dikeniyle ithal etmek gerek"
Sayfa 107
Türkiye'de Sinema
Peter Brooks'a göre melodram, kutsal-sonrası, yani seküler toplumlardaki dindarlık eksikliğini ahlaken giderebiliyormuş gibi izlenebiliyorsa, Yeşilçam'da Türkiye'de bu amaca yönelmiş, melodramatik olanı üretmiş ve yeniden üretmiştir.
Sayfa 96
Elbette, Jön Türk dönemi, Ortadoğu'nun 1830'larda başlayan Tanzimat sürecini izleyen dönemdeki kurumsal ve ideolojik dönüşümler kronolojisinin önemli bir dilimine denk gelir. Bu nedenle, Osmanlı'nın devamında kurulan devletlerin oluşumunun hemen öncesindeki dönemde egemen olmaları sebebiyle, Jön Türklerin Modern Ortadoğu'ya güçlü bir miras bırakmış olmalarından doğal bir şey yoktur. Ancak bu devamlılığın kapsamı ile ardıl devletlerce söylemsel olarak reddi arasında keskin bir karşıtlık bulunmaktadır. Gerçekten de, 2. Meşrutiyet döneminin önde gelen eğitimcilerinden Suriyeli Satı-el Husri(Mustafa Satı Bey) gibi Jön Türk hareketinin damarında bulunan Arap memur ve subaylar, daha sonra, merkezine İTC'nin lanetlenmesini alan Arap milliyetçiliğinin yol göstericileri konumuna gelmişlerdi.
Sayfa 43 - Ortadoğu'da İTC'nin mirası
Gerçekten de, Türk tarihyazımı İttihad ve Terakki örgütlenmesi içerinde, 2. Abdülhamid otokrasisinin sonunun getirildiği dönüm noktasında Mustafa Kemal'e sahte bir liderlik atfeder. Öte yandan, kıskanç bir tutum sergileyerek, Türk devletinin kurucusunu İTC'nin sonraki gündeminden ve yeni devletin kurucu unsuru olan mirasından uzakta bir yerde konumlandırır.
Sayfa 43