...Birbirlerini ırk,cins, renk, kafatası biçimi, inanç, ulus ayrımı yapmadan, sadece “insan” oldukları için seviyorlardı. “Dünya hepimizin” diye düşünüyor, herkesin dirlik içinde yaşaması gerektiğine inanıyorlardı.
"Hiçbir koşulda umudumuzu yitirmeyeceğiz.Bunca yıl direndik, bundan sonra mı kurtuluştan umudumuzu keseceğiz?Eğer umutsuzluğun pençesine düşersek, birkaç günde tükenir gideriz.Bizi bunca zorluğa karşın ayakta tutan, umuttur.Buradan er geç kurtulacağımıza inanıyorum..."
İnsanların bir bölümü, kimi kez derilerinin rengini bahane ederek ,kimi kez kafataslarının biçimine takılarak, kimi kez inançlarını göz dikeni ederek, kimi kez de beslenme kaynaklarına, barınma olanaklarına göz koyarak, diğer insanları boğazlayıp durdular...
““Yaşam o denli güzel ki! En kötü animda bile dünyadan kendi isteğimle ayrılmayı düşünmem. Hem bugün açmaz içindeyiz, ama her yeni gün yeni umutlar getirir. Her şeyin bittiğini sandığın bir arada pek çok şey birden başlayabilir.”