"ESKİ HARİTALAR sizi beklenmedik, tuhaf yerlere götürür. Ama aralarında hiç biri böyle bir yolculuğu, Dünyanın Dördüncü Kıtası Amerika kitabının konusu olan, 1507 tarihli, insanı baştan çıkaran devasa Waldseemüller dünya haritası kadar zorunlu kılmamıştır."
Böyle başlar Amerika kıtasına "Amerika" adını veren haritanın ilgi çekici öyküsü.
Avrupalılar, binlerce yıl dünyanın üç kıtadan oluştuğuna inandılar: Avrupa, Afrika ve Asya. Bu üç kıtayı haritalarında sayısız biçim ve boyutta gösterdiler. Ama ara sıra "dünyanın dördüncü bir parçasının" var olduğunu da çıtlattılar. Uçsuz bucaksız bir okyanusun diğerlerinden ayırdığı, gizemli, ulaşılmaz bir yer… Efsanelerdeki ülkelerden biriydi burası… 1507 yılına kadar yani… Doğu Fransa dağlarında çalışıp çabalayan iki kimliği belirsiz akademisyen; Martin Waldseemüller ve Matthias Ringman, onu "gerçek" yapıncaya kadar.
Kolomb, Asya'ya ulaştığından emin, o tarihten bir yıl önce ölmüştü. Ancak, Kolomb'un çağdaşı Amerigo Vespucci'nin Atlantik'te yaptığı keşifler hakkında okuduklarından sonra, Ringmann'la Waldseemüller şaşırtıcı bir sonuca vardılar: Vespucci dünyanın "dördüncü kıtası"na ulaşmıştı. Bu başarıyı kutlamak için kocaman bir harita bastılar. Yeni Dünya'yı ilk kez Asya'dan apayrı ve sularla çevrili olarak gösteren bir haritaydı ve çizerleri, bu Yeni Dünya'ya Vespucci onuruna bir isim vermişlerdi: Amerika.
Dünyanın Dördüncü Kıtası Amerika, o haritanın arkasındaki öyküdür. Coğrafi ve fikri keşiflerin çok büyük düşünürler ve yolculuklarla dolu, heyecan verici destanıdır. Toby Lester, bir çiçek dürbününü seyredermişçesine, modern dünya görüşümüzün kökenlerine iner.