Aşk, cancağızım, amansız bir dert,
bu derde kendine uygun derman gerek.
Bu öyle lezzetli bir hastalık ki yakalanan el üstünde tutar onu.
Ne bu derde tutulmayan kaçmak ister ondan
ne de yakalanan, gayrı iyileşmek.
"Kendi dillerinin unuttular" diye yakınmıştı Alvarus, Çünkü Kurtabali yahudiler gibi Kurtubali hıristiyanlar da Arapçada kendi dinlerinin dili olan Latincenin kendilerine sunamadığı bir şey bulmuştu. Felsefeden şehvani aşka kadar bir insanın söylemek, yazmak ve okumak isteyebileceği her şey dahil tutkulu ifadeleriyle Arapça insanları kendini çekiyordu. Bu konular sadece dini sınırları dışına çıkmakla kalmıyordu.
Aşk,cancağızım,amansız bir dert,
bu derde kendine uygun derman gerek.
Bu öyle lezzetli bir hastalık ki yakalanan el üstünde tutar onu.
Ne bu derde tutulmayan kaçmak ister ondan
ne de yakalanan,gayri iyileşmek.
Dertliyi iyileştiremedi doktorlar,iyileştiremeyecek,
Artık emin oldum,bu dert bana ecel şerbeti içirecek.
Razıyım,hazırım ben aşkının kurbanı olmaya çoktan.
Saf şaraptaki zehri zevkle yudumlamaktan korkmam !
Şu geceler acaba neden böyle az utanıyorlar
Ruhumu her tutkudan daha fazla yakıyorlar!
İbni Hazm, Güvercin Gerdanlığı
"İslam, İbrahim'in o saf ve temiz tek tanrıcılığının geri dönüşünden başka bir şey değildi. Vahiylerde söylendiğine göre, hem Yahudiler hem de Hristiyanlar İbrahim'in dinini terk etmiş ya da yanlış anlamıştı. Çölün cahil putperestlerinin ise bu dinden haberi bile yoktu. Tüm bunlar, Hz. Muhammed'in kendi sözleri değildi. Onun aracılığıyla doğrudan Tanrı ifade ediyordu. Hz. Muhammed, Tanrı'nın kendisine bildirdiği, emrettiği şeyleri 'okuyordu' (Ku'ran'ın kelime anlamı "okumak"tır)."
Günümüzde bize tipik İslami mimari tarzı gibi gelen at nalı kemerler, Müslümanlar henüz yarımadaya ayak basmadan önce İspanya'da var olan yerel kilise inşa geleneğinin bir parçasıydı.
...
Tarz konusunda açık fikirlilik, etrafındakilere bakıp gördüklerini ayrım yapmadan özümseme ve yeniden şekillendirme, İslami tarzın başlıca erdemleri arasındaydı ve Emevilerin estetik anlayışının kilit bir parçası olarak batıya taşınmıştı.
"Eğer İbni Hazm; onu gelecek kuşaklar arasında meşhur edecek şeyin kaleme aldığı diğer kitaplar, yazdığı onlarca yeni Platoncu eser, ya da içtihat konusundaki eleştirel metinleri değil de gençlere hitap eden bu aşk kitabı yani 'Güvercin Gerdanlığı' olduğunu bilseydi şüphesiz mezarında ters dönerdi."