Evrenin oluşumunu matematiksel idealarla açıklama arzusu, birçok okul ve yönelimin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bunların bir kısmı sayıları ölçünün kıstası olarak görerek çizgiyi iki nokta, yüzeyi ise dört nokta üzerinden açıklamaya çalıştı. Başkaları ise hem çizginin hem de yüzeyin ifadesi olarak hacmi (üç boyut) kıstas almayı öneriyordu. Büyük çoğunluğa göreyse sayı ilkeydi; sayılardan çıkan bütünlük ise birinci ilkeydi. Bütünlük ve birlik hem zorunlu olarak birbiriyle var olmaktaydı hem de birbirinin devamıydı. Böylece sayıyı düzene sokarak onun bütünden üç çeşit şekilde çıkmasını sağladılar. Bunlardan biri aritmetiğin sayılarıdır; ikincisi matematiğin sayılarıdır, üçüncüsü ise nesnelerin oluşmasını sağlaması için kendisini tekrarlayan sayılardır.
“Zamanın ters, sohbetin faydasız, her reisin bezgin olduğu ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp şeref ve haysiyetimi korudum ve izzet olarak bununla kanaat ettim. Yanımda bulunan ve avucumda ışıldayan hikmet şarabını içerim, yarenlerimse mürekkep şişeleridir, musikim ise onların çıkardığı seslerdir. Aynı zamanda, artık eskilerde mevcudiyetleri kalmamış olan hikmet ehlinin sözlerinden meyveler toplarım...”
Farabî - el-Medinetü'l Fazıla
Sayfa 256 - Maarif baskısı, İstanbul, 1956, s.II.Kitabı okudu
"Allah beni bu hastalıktan kurtardı, zihnim tekrar sağlığına ve dengeye kavuştu; bu sayede zorunlu akli bilgiler tekrar geçerli ve güvenli hale dönerek kesinlik kazandı. Bu durum, mantıki deliller getirmek ve söz düzenlemekle değil, yüce Allah'ın kalbe bıraktığı bir nurla oldu. O nur, birçok bilginin anahtarıdır. Eğer bir kimse [ilmi] keşfin sadece kitaplarda yazılı delillere bağlı olduğunu sanırsa, yüce Allah'ın geniş rahmetini daraltmış olur."
Gazzali
"Her Salı günü Halife el-Me'mun'un sarayında düzenli tartışmalar tertiplenirdi. Önce yemekler yenir, daha sonra da halifenin huzurunda özgürce ilmi konular tartışılırdı. Gece başladığında ikinci kez yemek yenir ve sonra herkes yeniden dağılırdı. Bu ilmi meclislerde farklı dinlerden ilahiyatçılar hazır bulunurdu. Mesela Müslüman kelamcılardan başka, Mecusilerin dini lideri Acer Fernbağ ve Manilerin din âlimi Yazdanbeth de bu toplantılara katılırdı. Hatta Mecusilikten ayrılmış bir başka zındık dahi bu toplantılarda Mecusilerin liderine karşı özgürce fikirlerini ortaya koyabiliyordu. Halife el-Me'mun Emevi hükümdarların aksine bu toplantıları hakikatin araştırılmasında önemli bir vesile olarak görüyordu. Hatta bu meclislerde bazen İmam Rıza bile ruh göçünü savunanlarla veya Hıristiyanlarla tartışabiliyordu."
Sayfa 107 - El-Mesudi'den aktaran, Abdülhüseyin Zerrinkub, İslam Medeniyeti Mucizesi, çev. Abuzer Dişkaya, Ağaç Yayınları, İstanbul, 2009, s.132-133.Kitabı okudu