Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşlerimdeki Beyaz Üniforma

Zeynep Güner Batımor

Düşlerimdeki Beyaz Üniforma Sözleri ve Alıntıları

Düşlerimdeki Beyaz Üniforma sözleri ve alıntılarını, Düşlerimdeki Beyaz Üniforma kitap alıntılarını, Düşlerimdeki Beyaz Üniforma en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
BAHRİYELİM Denizlerde kuğu gibi Süzülürsün Bahriyelim Okyanuslarda deryalarda Yunus misali Bahriyelim.... Bir bakışın yeter bana Gülüşün can katar canıma Dünyanın neresinde olsan da Hep seninleyim Bahriyelim...
Eltim: "Her şeyi iyi, güzel de galiba senin nişanlın dilini yutmuş, yoksa dilsiz mi?" deyince Erdem: "Sen onun kalbine ve gözlerinin içine bak. Konuşmasa da ben onun ne söylemek istediğini anlıyorum, bu da bana yeter." dedi.
Reklam
O kadar kolay değildi benimle nişanlanmak... Kolay degildi bizden kız almak... Anne tarafım Selanik ve Makedonya... Baba tarafım Yörük... Biraz da köylü kızı olunca kolay değildi elini kolunu sallayarak şuraya gidelim şunu yapalım demek... İnsanların diline düşmeye gör. Dile düşmüş bir kızı eğer anlaşamadığı zaman bir daha hiç kimse onunla evlenmek istemez. Kimse onu gelini ya da eşi olarak almak istemez. Sözde İzmir'in kızları serbest derler, o şehir için geçerli olabilir ancak köylerde tam tersi, kız kiminle nişanlanmışsa onunla evlenmeli derler büyükler... Onun bir kız çok hassas davranmalı iffetini namusuna söz getirmemeli... Velhasıl kız olmak zordur köylerde teli duvağı ile baba evinden çıkıncaya kadar, insanların gözü üzerindedir. Evlendikten sonra da durum farklı değildir.
Ah Almanya Küçücüktüm ayrı kaldım, sıcacık bir yuva aradım. Almanya sana ne yaptım? Canım ağabeyimi aldın. Tek bir istediğim mutlu olmak, benim de hakkım, Söyler misin şimdi neden hayatıma zehir kattın? Yaşım henüz on sekiz, gurbetlerde kaldım yalnız Gençliğinin baharında yuvasında ayrı bir kız. Almanya sen ne zalimsin beni hep yalnız bıraktın Daha doymadın mı, bütün sevdiklerimden ayırdın. Yıkılsın dağlar aradan, giden dönmez Almanya' dan Dilerim bir gün beni kavuşturur aileme yaratan Anne kucağı bilmedim, baba şefkati görmedim, Ayrılığın acısını hep kalbimde gizledim.
Hepimiz aynı ana babadan, Havva ve Adem peygamberden doğduk. Tek yaratıcı olan Allah'a inanıyoruz.
Şefkatli kollarında şimdiki sar beni annem...
Yıldızlarlar kadar benden uzaklardasın Her taraf karanlık sen yoksun yanımda annem... Kış geceleri çok soğuk, üşüyorum! Çok üşüyorum. Şefkatli kollarında sımsıkı sar beni annem... Buz kaplayan minicik yüreğimi bir bakışınla Güneş gibi yakıyorsun yüreğimi annem... Gel artık bitsin bu özlem bu dinleyen sızı Şimdi sana ihyacım var yeter bu ayrılık annem...
Reklam
Tüketiyoruz, zamanı, hayatı, aldığımız nefesimizi dünyamızı...
Sayfa 134 - Tunç Yayıncılık
İçinden neler geçiriyordu bilmek isterdim. Beni neden tercih ediyordu anlamamıştım. Gönül eğlencesi olamazdım, ciddi olmasa gelip neden beni istesin diyordum; ama galiba evleneceği, yuvasını kuracağı, çocuklarına anne olmasını istediği kız farklı olmalıydı. Evlilik çok ciddi bir kurumdu.
Nerede kalmıştı bu bahriyeli? Sabırsızlıkla bekliyor, çok merak ediyordum. Nasıl biriydi acaba? Resimdeki gibi gerçekten çok yakışıklı mıydı? Sanki artist gibi çok büyüleyici özellik çok yakışıklıydı. Çatık kaşları ciddi bakışları çok etkileyici görünüyordu. Hiç sevmezdim geveze erkekleri... Erkek dediğin ciddi olmalı duruşu ile bakışı ile saygılı ciddi olmalıydı. Görevinin yoğun olmasından dolayı gelmesi uzadıkça uzamıştı. Nihayet izin alabilmişti komutanlarından. Geliyorlardı...
Allah'ım nerede bu bahriyeli? "Artık çık gel be bahriyeli yeter artık bekletiğin. Sen misin kız yoksa ben miyim? Gözlerim yollarda kaldı neredesin gel artık beyaz üniformali... Zaten bir bahane bulup başkasına verecekler beni... Ben seninle evlenmek mutlu olmak istiyorum. Seni yaşattım hayallerimde neredesin gel artık..."
Reklam
Cahil insanlar her toplumda var. Allah böyle insanların şerrinden korusun. Böyle içleri fesat dolu insanlara doğru yolu göstersin.
Allah bütün kâinattaki canlıları bizim için yaratmadı mı? Peki, biz neyi paylaşamıyoruz? Dünyamızı, geleceğimizi yavrularımıza emanet edeceğimiz bu güzelim dünyayı neden kirlettik? Neden her şeyi kendimize zehir ettik? Bu dünyada ebedi mi kalacağız? Padişahlar, krallar, hükümdarlar nereye gitti? Uzayda başka bir yaşam buldular da oraya mı? Tabii ki hayır! Hepimizin gideceği yer kara toprak. O da nasip olana... Çünkü her şey çok değişti. Ölümler, savaşlar, depremler o kadar çoğaldı ki, kime nasip olacak toprak? Kendi elimizle yok ediyoruz dünyamızı. Aslında hepimize yetecek kadar yiyecek ekmek, istersek iş var; ama biz hep daha olsun istiyoruz galiba. Ansızın geliverir ölüm denen acı gerçek. Varış noktası Allah'ın huzuru değil mi?
Yine vatan yollarına düşmüştük. Ülkemize çok yaklaşmıştık. İşte yine Kapıkule'deydik. Her karış toprağı aynı güzeldi. Toprağına, taşına, bayrağına canım feda Türkiye'min. Nasıl da nazlı nazlı dalgalanıyor ay yıldızlı al bayrağımız. Bağıra bağıra ağlıyordum. Çok şükür Türkiye'm yine sana kavuştum. Allah'ım ne mutluluktu. Ne güzel vatanımız, bayrağımız var. Hasretle bakıyordum etrafıma. Yolumuzun üzerinde ilk ilimiz ihtişamı ile Selimiye Camisi ve pehlivanlarıyla ünlü Edirne'ydi. Yolumuza devam ediyorduk...
Çanakkale'deki savaş gemileri, çocukluğumdaki hayalim, düşlerimdeki beyaz üniforma geçmişti film şeridi gibi gözümden. Ah ben de erkek olsam, bahriyeli asker olsam, denize bakan evimiz olsa, özgür olsam, denizlerde dolaşsam, nöbet tutsam diye hayal kurmuştum. Yoksa şimdi bahriyeli eşi mi olacaktım?
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.