Ebedi Aşk

Marsel Garipov

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Taş gibi katılaştı başım; çeşme gibi iradesiz aktı gitti gözyaşım.
Severim kucaklamayı mermer boynunuzu, Severim uçmak'a benzeyen koynunuzu. Severim "canım" derken "cim"inizi, Severim "dostum" derken "mim"inizi. Severim sizin edep insafınızı, Yiğit eli değmemiş saflığınızı.
Reklam
Ey Kazan! Coşkun Kazan! Dertli Kazan! Nurlu Kazan! Buradadır atalarımın bucakları, köşeleri, Buradadır dertli gönlüm hurileri, cennetleri. Burada hikmet, marifet ve burada irfan, burada nur; Buradadır ince bellim, cennetim ve buradadır hurim.
Ey güzel! Ben yanmaz idim yandıran sen olmasan. Damlamazdı yere yaşlar ağlatan sen olmasan. Bir anda bırakırdım bu dumanlı kederleri Beni miskin edip kederlendiren sen olmasan.
Bilmiyor diyorum, belki "bilmiş"tir! Bildiğini bana sezdirmemiştir? Anlamam, düşmem de anlam kasdına, Şiirimi serdim ayağının altına; Ona basarak gitse bütün yolu, Şair için büyük bir lütuf olur.
Şehir kütüphanesinin duvarını boydan boya kaplamış, oldukça büyük bir beyaz karton kağıdın üzerine yapılmış Aleksandr Puşkin'in soy ağacını görünce içimden bir of çektim. Neden Abdullah Tukay'a da böyle bir ilgi gösterilmiyor? Puşkin'in hayatının her günü incelenmiş, gidip gördüğü her yer anlatılmış, tanıtılmış hatta bütün sevgililerin sayısını dahi vererek yirmi sekiz kez aşık olduğunu da yazdıklarını hatırlıyorum. Büyük Tukay'ın ise yaratıcılığı ve hayatının bazı dönemleri hala aydınlatılamamıştır.
Reklam
Aşktan eriyip şem gibi kendim, gönlümdeki güller Yanıp yere eğilmiştir, havaya uçtu küller.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.