Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Edebiyat Sosyolojisi

Gisele Sapiro

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Matbaanın ortaya çıkışıyla birlikte 'muzır okumalar'ın zararlı etkilerine ilişkin kaygı özellikle Katolik kilisesi tarafından teorileştirilmiştir; Katolik kilisesi, kitapları bazen bir zehire, bazen de kötülüğe benzetmiştir. 18. yüzyıldan itibaren, ahlâki hastalıkları, kolektif çarpıntı krizlerini ve siyasal ayaklanmaları ifade etmek için hekimler tarafından oluşturulan 'ahlâki sirayet' kavramı, yazılı metinlerin matbaayla yayılan toplumsal etkilerini betimlemek için çok uygun görünmüştür."
"Romanın çarpıcı yükselişi, 1720-1740 arasında İngiltere'de, ardından 1745-1765 arasında Japonya'da, 1820-1840 arasında İtalya'da, 1845'ten 1860'lı yılların başına kadar İspanya'da ve nihayet 1965-1980 arasında Nijerya'da benzer âni dönüşüm çizgilerini izler. Aynı şekilde, roman türlerinin birbirini takip ettikleri görülür: 1760-1790 arasında İngiltere'de hâkim olan mektup romanın yerini, 1800 dolaylarında gotik roman alırken, 1820'li yıllardan itibaren tarihsel roman revaçta olmuştur."
Reklam
"Edebî alanı şekillendiren diğer bir karşıtlık, özerkliği savunan güçler ile bağımlılığı savunan güçler arasındaki gerilimdir: Muhakemenin edebiyatdışı siyasal-etik ya da ekonomik sınırlamalardan bağımsızlığını savunan özerklik güçleri, tâbi olmayı savunan güçlere direnmek durumundadır. Bu karşıtlık ilkelerinin aldığı biçimler, toplumsal-tarihsel yapılanmalara göre değişir. Örneğin, özerklik bazen 'sanat için sanat' şeklinde karşımıza çıkabildiği gibi, bazen de 'angajman' şeklinde karşımıza çıkabilmiştir."
"İdeolojik çerçeveleme, rejim tipine göre şu yollarla işler: Yayının kontrolü (ifade özgürlüğünü sınırlandıran mevzuat ya da sansür, yasak listeleri), ekonomik mübadelelerin düzenlenmesi ve meslekî örgütlenme. En sadık entelektüellere dönük ödeme ve mükâfat sistemleri de buna eklenir."
"Erkek yazarlara tanınan evrensellik kadın yazarlara tanınmamış (kadın yazarlara atfedilen niteliklerin -aşkın ele alınması, doğaya sempati, duyarlılık, şehvet- feminen olduğu söylenmiştir) ve kadın yazarlara iki edebî tür (otobiyografi ve 'roman') tahsis edilmiştir. Kadınların eğitim kurumlarına ulaşmalarıysa, bu durumu büyük ölçüde değiştirmiştir."
Romantizmden beri, alana yeni girenlerin kendilerini ortaya koyma tarzı olarak kabul gören şey, 'orijinallik' ilkesi olmuştur.
Reklam
Virginia Woolf'un Deniz Feneri'ndeki kadın-erkek ilişkilerine dair Bourdieu'nün sunduğu analiz 'dünyanın düzenini destekleyen ve oğulun babadan nefret etmesine yol açan bir realizmin ifadesi du­ rumundaki babanın sözleri' ile 'inanca dayanan ihtimali cisimleştiren annenin sözleri' arasındaki zıtlık yoluyla, maskülen ve feminen bakış açılarının dağılımını ortaya koymuştur.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.