Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyatımızın Güleryüzü

Mehmet Nuri Yardım

Edebiyatımızın Güleryüzü Sözleri ve Alıntıları

Edebiyatımızın Güleryüzü sözleri ve alıntılarını, Edebiyatımızın Güleryüzü kitap alıntılarını, Edebiyatımızın Güleryüzü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cezmi romanının yazarı Namık Kemal'e, Sizin en samimi dostunuz ve en şiddetli düşmanınız kimdir ? diye sorarlar. Vatan şairi şöyle cevap verir: -İnsanın en samimi dostu ve en şiddetli düşmanı yine kendisidir.
İDARE ETMEK ( SAKALLI CELAL'İN HARİKA CEVABI )
Sakallı Celâl Ankara Erkek Lisesi müdürü. Okulun lağımı patlar. Vaziyetin iletildiği bakanlıktan “durumun idare edilmesi" yolunda bir cevap gelir. Celâl Bey bakar ki iş başa düştü. İş tulumunu giyer ve bir talebesiyle birlikte patlayan lağımı onarmaya başlar. Bu sırada okula müfettiş damlamaz mı? Celâl'i o durumda görünce, “Makamına uygun olmayan bir kıyafette görüldü.” diye rapor yazar ve bakanlığa gönderir. Kısa süre sonra bakanlıktan gelen yazıda "Niçin makamınıza uygun olmayan bir kıyafette görüldünüz?" diye sorulur. Sakallı Celâl, yazışmayı bir kenara bırakarak doğrudan bakanlığa gider ve makama çıkar: “Lağım patladı, dedik 'İdare et! dediniz. Ben de lağımı onarıp idare edeyim, dedim. Lağıma resmî kıyafetle girecek değildik ya; idare etmenin b... içinde oturmak anlamına geldiğini nerden bileyim?"
Sayfa 308
Reklam
Bir Çin atasözü “Gülmesini bilmeyen,dükkân açmamalı.” der.
Sayfa 14
Meyveli Ağaç
İntibah yazarı Namık Kemal bir adam hakkında dedikodu duyunca hemen adımı bulup kendisi ile konuşurdu. Sebebini soranlara ise şu cevabı verirdi: -Fazileti olmayan adamı hiç kimse çekiştirmez, kötülenen adamlar görüşmeye şâyândır.
Hâlet Efendi ile Şeyh Galip birlikte yürürken bir sürü köpeğin kendi aralarında hırlaştıklarını görürler.Şeyh Galip takılmak ister: -- Bu ne hâlet? Hâlet Efendi altta kalır mı, cevabını hemen verir: -- Bilmem acep hangisi galip?
Odasında çalışmakta olan Hersekli Arif Hikmet'in kapısı açıkmış.Tanımadığı iki kişi içeri girer.Şair yabancılara ne istediklerini sorar.Adamlar, " kapıyı açık gördük, içeri girdik."derler.Bunun üzerine son Divan şairlerinden Hersekli Arif Hikmet gülümseyerek cevap verir."Köpekler de öyle yapar."
Reklam
Osmanlı Devleti'nin yükseliş dönemi sanatkarı "Sultanu'ş Şuara" lakaplı Bâkî' ye kaç çeşit dost olduğunu sorarlar. Şair bunun cevabını söyle verir: "Üç çeşit dost vardır: Bir dost vardır ki gıda gibidir sen ona her gün ararsın, biri de vardır ki ilaç gibidir gerektiğinde ararsın,ama öyle dostlar da vardır ki hastalık gibidir, o seni arar bulur.
Uzun sözün kısası...
Biz, Batı'ya doğru hızla giden bir gemide, Doğu'ya doğru koşan yolcularız... ~ Sakallı Celal ~
Sayfa 205 - ÇAĞRI YAYINLARIKitabı okudu
"Birkaç evlilik yapan Cemal Süreya, sonunda hayatını Birsen Hanım'la birleştirir. Tanıdıklarından biri takılır: "Bu kaçıncı?" Cemal Süreya, "Yok artık, bu son! Birsen Hanım'a 'Bayan Nihayet' diyorum!" cevabını verir. Tanıdığı tekrar, "Ya bir daha olursa?" diye ısrar edince şair, tebessüm ederek sorunun üstesinden şöyle gelir: "Ona da 'Bayan En Nihayet' deriz canım!"
'Ateşi Nemrud'dan korkar mı İbrahim olan...'
Sayfa 60 - ÇAĞRI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubûr!
Sayfa 23 - ÇAĞRI YAYINLARIKitabı okudu
Belagat, muktezayı hâle mutabakattır.... { Edebiyat, hâle uygun söz söyleme sanatıdır.}
Sayfa 105 - ÇAĞRI YAYINLARIKitabı okudu
HANGİ AYI
Şair Kazım Paşa, bir gün Serasker kapısında Masraf Nazırı'nın yanında otururken yaşlı bir kadın gelip aylığını ister.Nazır havale gelmediği için veremeyeceğini söyler.Kadın, darda olduğundan bahsederek sızlanmaya başlar. İşin uzadığını gören Kazım Paşa araya girer.Kadına Masraf Nazırı'nı gösterir : " Bu ayı vermez! " der." Fakat öbür ayı verebilir mi, veremez mi? Onu kestiremedim.
Odasında çalışmakta olan Hersekli Arif Hikmet'in kapısı açıkmış.Tanımadığı iki kişi içeri girer.Şair yabancılara ne istediklerini sorar.Adamlar, " kapıyı açık gördük, içeri girdik."derler.Bunun üzerine son Divan şairlerinden Hersekli Arif Hikmet gülümseyerek cevap verir."Köpekler de öyle yapar."
Ö P Ü C Ü K ( ÇOK ANLAMLI BİR CEVAP )
Hakkı Tarık US, bir gece İzmir'de Hüseyin Rıfat ile Alsancak İskelesi'nde eşeklere binerek kordon boyundan Eşref Paşa'ya giderler. Hakkı Tarık içmez, Hüseyin Rıfat ise dumanlı Kafa taşırdı.Eşekleri koştururken Hüseyin Rıfat birkaç nara atar.Polis durdurur, zabıt tutar ve bırakır.Rıfat ikide bir Hakkı Tarık'a memurlar için , "yazdı mı ? " sorar, sonra da telaşla " yazsıınnn ,yazssınnn " diyormuş.Nihayet Eşref Paşa'nın konağına gelince eşeklerden inerler.Hüseyin Rıfat zum olduğu için sallapati eğilir,bindiği eşeği yanağından öper. Hakkı Tarık," Rıfat ne yaptın,eşek senin öpücüğünden ne anlar? " deyince zil zurna sarhoş arkadaşı şu cevabı verir : -- Ben insanlığımı yapayım da varsın o eşek anlamasın !
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.