Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitâbu Usûli'd-Din

Ehl-i Sünnet Akâidi

Ebu Mansur Abdülkahir el-Bağdadi

Ehl-i Sünnet Akâidi Sözleri ve Alıntıları

Ehl-i Sünnet Akâidi sözleri ve alıntılarını, Ehl-i Sünnet Akâidi kitap alıntılarını, Ehl-i Sünnet Akâidi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neshin birçok şartı vardır:
1) Nâsihin, mensûhdan ayrı olmasıdır. 2) Mensûh, o konuda vârid olan bir nassla bilinir. Farzin kendisinde sona erdiği bilinen son, nesh değildir. 3) Nâsih ve mensûhun, ilim ve ameli gerektirme yönünden aynı mertebede olması veya nâsihin mensûhdan daha kuvvetli olması gerekir.
İnsanın kudret mahallinin dışında fâil olması doğru değildir. Çünkü insanın okun yayını çekmesi, onu elinden çıkarması ve Allah Tealanın okta gitmemeyi yaratması mümkündür. Böylece insan müktesib olmaz. Ancak insanın kudret mahallinde olan bir fiili kesbetmesi doğru olur.
Sayfa 171
Reklam
HAYIRLI CUMALAR...
Allah Teâlâ şeri'atı, kararlaştırıldığı şekilde tahsis etmiştir Çünkü o bu şekilde irâde etmiştir. Dolayısıyla aklın onda bir şey takdir etme hususunda dahli yoktur.
Sıfatların bekası
Ebu'l Hasan el-Eş'ari şöyle demiştir: "Allah Teala'nın sıfatları Bari'nin bekasıyla bakidir. O'nun bekası zatından dolayı bakidir. Bekanın kendisi O'nun için, zatı için ve ezeli sıfatları için bekadır."
Sayfa 141
Rahman Arş’a istiva etti.
Bize göre bunun mânâsı, “Mülke istiva etti, yani İlah kendi mülküne istiva etti.” şeklindedir. Burada Arş, “mülk” manasındadır. Birinin mülkü gittiği zaman, Araplar, falanın arşı yıkıldı derler. Şairin şu sözü de bu anlamdadır: İbn Cefne ve İbn Hatik’in arşından sonra İki Haris kurtulmayı ümid ediyorlar Burada arş’tan maksat mülktür.
Sayfa 108
Reklam
Kitab, önünde ve arkasında batıl bulunmayan Kur’an‘dır. Onda amm, has, mücmel, müfesser, mutlak, mukayyed, emir, nehiy, istihbar, nasih, mensuh, sarih ve kinaye vardır. Aynı şekilde onda hitap delil ve anlamı vardır. Kendileriyle istidlalde, bazısı bazısından daha açık ise de, bunların hepsi derecelerine göre delillerdir. Nazarda zayıf olana, onu delalet yönünü araştırması gerekmez. Onu, Allah’ın (a.c), “Elbette onların istinbata kâdir (meseleyi halledecek) olanları onu bilirler.” sözüne muvaffak olan hüküm çıkarıcı bilir.
Sayfa 44
Bir ülkede durum, zikredilen şeyin ziddina ise orası daru'l-küfr'dür.
Müslümünların, korkmadan, gizlenmeden, cizye vermeden İslâm'ın davetini ortaya koydukları, zimmi bulunduğunda, on- lara İslâm'ın hükümlerini uyguladıkları ve Ehl-i Bid'at'in Ehl-i Sünnet'e baskı yapmadığı her ülke dâru'l-İslâm'dır.
Ashabımız bütün cisimlerin aynı cinsten olduğunu söylemiştir. Onlar, suretteki ve diğer hükümlerdeki farklılığın, kendileriyle bulunan arazların farklı olmasından kaynaklandığını söylediler.
Sayfa 83
Sevab, ancak taât üzere olur. Taât, emre uymaktır. Cezâ, ma’siyet (günah işlemek) sebebiyle olur. Ma’siyet; nehye uymak, emre muhalefet etmektir.
Sayfa 51
Reklam
Bize göre Allah’ın nazarî bir bilgiyi, bu âdeti değiştirerek bize zorunlu kılması mümkündür. Nitekim O, Adem’de(a.s) zorunlu bilgiler yaratmıştır. O, bu bilgiler sayesinde, herhangi bir kısım istidlalde bulunmadan ve bu konuda bir kitap okumadan isimleri bilmiştir. Bize göre diğer nazari ilimler de böyledir.
Sayfa 42
Allah bir cisimde bekâyı yaratmazsa, o cisim yok olur.
Sayfa 265
Allah'ın kafirin küfrünün hudusunu, kafir için kesb ve kabih olmak suretiyle irade ettiğini söylerler. Zikrettiğimiz şekilde, kayıtsız olarak, mutlak manada küfür ve ma'siyyeti irade ettiğini söylemezler. Bu şeyhimiz Ebu'l Hasan (el-Eş'ari)'nin (r.a) yoludur.
Sayfa 178
Ashabımız şöyle dedi: Akıl, Alemin hadis olduğuna; onu Yaratan’ın birliğine, kıdemine ve ezeli sıfatlarına, kullarına resuller göndermesinin caiz olduğuna, şıklarına dilediği şekilde teklifte bulunabileceğine delalet eder. Bunda hadis olmadı mümkün olan her şeyin hadis olmasının mümkün olduğunun ve olması imkansız olan her şeyin imkansız olduğunun doğruluğuna delalet vardır.
Sayfa 50
Ashabımız, Kur’an’ın icazının birkaç yönden olduğunu söylediler: (1) Onlardan biri nazmıdır. Hitab, şiir, sözde kafiye vb. nazımdaki belagat ve fesahatta adete muhalif olması hayret vericidir. (2) Onlardan biri, onda geçmiş gaybi haberlerin bulunmasıdır. Bunlar, kitapları bilmeyen, tarihçiler ile birlikte bulunmamış kimseden gelirse hayret verici olur. (3) Onlardan biri, geleceğe ait gaybi haberlerin bulunmasıdır. Nitekim bu husustaki haberler, kabinlerin ve müneccimlerin tahmini gibi değil, ayrıntılı olarak varid olmuştur.
Sayfa 216
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.