Bir gazeteci, Isaac Newton'dan bu yana en büyük bilim dahisi olan Albert Einstein'dan başarısının formülünü açıklamasını istedi. Büyük düşünür, bir saniye düşündü ve sonra yanıtladı, "Eğer A başarıysa, formülün A=X+Y+Z olduğunu söyleyebilirim, burada X çalışma, Y oyundur."
"Ya Z nedir?", diye sordu gazeteci.
"Çeneni kapalı tutmak."
Bir gazeteci, Isaac Newton'dan bu yana en büyük bilim dahisi olan Albert Einstein'dan başarısının formülünü açıklamasını istedi. Büyük düşünür, bir saniye düşündü ve sonra yanıtladı, "Eğer A başarıysa, formülün A=X+Y+Z olduğunu söyleyebilirim, burada X çalışma, Y oyundur."
"Ya Z nedir?", diye sordu gazeteci.
"Çeneni kapalı tutmak."
Mükemmel öğrenci olmanın çok uzağında, yaratıcılığı ve hayal gücünü ezip yok eden, onların yerine beyni uyuşturan tekrarları getiren boğucu, otoriter bir sistemin altında kıvranmaktaydı.
Albert, on altı yaşındayken ona sonradan insanlık tarihinin akışını değiştirecek ilhâmı veren bir gündüz düşü görmüştü. Belki de Bernstein’ın kitabındaki hayali yolculuğu hatırlayan Einstein, kendisini bir ışık demetinin yanı sıra koşarken hayal etmiş ve kendi kendine çok önemli bir soru sormuştu: Işık demeti neye benzerdi? Newton’un hayalindeki bir taşı dünyanın etrafında yörüngeye girinceye kadar fırlattığını canlandırması gibi, Einstein’ın böyle bir ışık demetini hayal etmeye çalışması derin ve şaşırtıcı sonuçlara yol açacaktı.
Ruhların bu karmakarışık dünyasına düzen getirecek olan kişi, bir bakıma yaratılış ve kişilik açısından Einstein'ın tam tersiydi. Einstein basın mensuplarına zamanını daima cömertçe sunar ve onların hoşuna gidecek cümleler söylerken, Newton paranoya eğilimi taşıyan bir münzevi olarak ünlenmişti. Başkalarına karşı son derece kuşkucu olan Newton ile diğer bilim insanları arasında öncelik konusunda uzun yıllar süren kan davaları yaşanmıştı. Az konuşması, bir efsane olmuştu: İngiltere Parlamentosunda 1689-1690 dönemindeki üyeliği sırasında kayıtlara göre onun saygıdeğer meclis heyeti önündeki tek konuşması, bir esinti hissederek görevlilerden birine pencereyi kapatması için yapılmıştı. Biyografi yazarı Richard S. Westfall'a göre, Newton "İşkence altında olan bir adam, en azından orta yaş dönemi boyunca sinir krizinin eşiğinde bocalayan son derece nevrotik bir kişilikti."
Fakat bilim söz konusu olduğu zaman hem Newton, hem de Einstein, pek çok önemli özelliği paylaşan gerçek birer ustaydılar. Her ikisi de fiziksel bitkinlik ve çöküşe gidecek kadar yoğun bir odaklanma içerisinde tutkuyla haftalar ve aylar geçirebilirlerdi. Ve her ikisi de evrenin gizemlerini hayallerinde basit bir resim halinde canlandırma yeteneğine sahipti.