Bir film karesini andıran 11 Eylül saldırılarının görüntüleri ekranlardan evlerimize, işyerlerimize taşınırken yeni bir dönem başlıyordu. Bu, on yıllardır istikrarsızlığın merkezi haline gelen Ortadoğu coğrafyasında daha fazla kan, gözyaşı demekti. İslam’ı ve İslami kavramları kullanan terör örgütleri “küresel köy”ü daha fazla kana bulayacaktı.
Kuşkusuz beşeri ya da ilahi dinleri kullanan terör örgütleri 11 Eylül öncesinde de vardı. Ancak bu örgütler, El Kaide ve IŞİD kadar dünyanın ve bölgenin güvenliğini tehdit etmiyordu. Şimdilerde El Kaide’nin yerine ikame olan IŞİD, gerçekleştirdiği kanlı terör eylemleriyle gündemin ön sıralarından inmiyor.
Bir kısmı eski pek çok soru önümüzde duruyor, kimi kafa karışıklıklarıyla birlikte. Algı operasyonlarının parçası haline gelen bu soruların soğukkanlılıkla cevaplanması gerekiyor.
• Dinler terörün kaynağı olabilir mi?
• Terör örgütleri dini inançları nasıl istismar eder ve araçsallaştırır?
• El Kaide hangi tarihsel ve sosyolojik koşullardan hareketle ve nasıl ortaya çıktı?
• IŞİD’i kimler ve hangi amaçla kurdu?
• IŞİD’le küresel ve bölgesel mücadelede nasıl bir strateji geliştirilebilir?
• İslami kavramları referans alan IŞİD, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan, farklı geçmişleri ve sosyo-kültürel sınıflara dâhil insanları nasıl birer militana dönüştürür?
Sosyolog Dr. Necati Alkan, “PKK’da Semboller, Aktörler, Kadınlar”, “Gençlik ve Radikalizm/Terör Örgütlerinde Kimlik İnşa Süreçleri” ve “Söz Bitmeden/Terörle Mücadelede Önleme Stratejileri” kitaplarından sonra elinizdeki bu kitapta, El Kaide ve IŞİD etrafında ortaya çıkan soruların cevaplarını arıyor.
