El-Makâsıd Gönderileri
El-Makâsıd kitaplarını, El-Makâsıd sözleri ve alıntılarını, El-Makâsıd yazarlarını, El-Makâsıd yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dini hükümlerin tümü aklın, neslin, canın, malın ve dinin korunması içindir. Bu maksadların korunması ise bu hükümleri tatbik edecek bir imamı gerektirmektedir. Bu sebeple dinin en büyük maksadı hilafettir (devlettir)."
(Şerhu'l-Makasıd, s. 378)
Allah bizim kalblerimizi dini üzere sabit kılsın. Din gününde razı olacağı şeye bizi muvaffak kılsın. Çünkü O en hayırlı tevfikte bulunan ve en hayırlı yardım edendir. Salât ve selam da Hz. Peygamber’e ve onun pâk ailesine ve tüm ashabına olsun. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Sayfa 776 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Hz. Peygamber’in (s.a.v) “Ömrü sadece iyilik uzatır.” hadîsinde ifade ettiği ömrün iyilikle uzaması ise haberin ahâd olmasıyla birlikte çok hayra ve berekete nâil olmak manasında olabilir. Ölümün gecikmesini mümkün görmek Allah’ın ilmini değiştirmek değil aksine Allah’ın ilmini ifadedir.
Sayfa 606 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Kulun fiili Allah Teâlâ’nın kudretiyle gerçekleşir. Kula ait olan ise sadece kesbtir. Mu’tezile’ye göre kulun fiili, kulun kudretiyle mümkün olarak gerçekleşir. Filozoflara göre ise kulun kudretiyle zorunlu olarak gerçekleşir. Üstâd Ebû İshâk İsferâyînî’ye göre ise kulun fiili iki kudretin birlikte taallukuyla gerçekleşir. Kâdî Bâkıllânî’ye göre ise Allah Teâlâ’nın kudreti fiilin aslına taallluk ederken kulun kudreti fiilin durumuna örneğin taat veya ma’siyet oluşuna taalluk eder. Kulun kudretinin ne fiilin var edilmesinde ne de kesbinde etkili olmadığı manasındaki cebr anlayışına gelince, bu anlayışın bâtıl oluşu zorunludur.
Sayfa 572 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
Şüphe yok ki göklerin yaratılması daha büyük ve göklerdeki şaşırtıcı şeylerin Allah’ın sonsuz kudretine ve parlak hikmetine delâleti daha açıktır.
Sayfa 428 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu
İrade, anlamı akılda neredeyse açık olan ve arzudan da farklı bir niteliktir. Zira insan bazen arzulamadığı şeyi isteyebilir. Yahut arzuladığı şeyi istemeyebilir. Mu‘tezile’nin cumhuru ise iradenin, fayda inancı veya bu inancı takip eden meyil olduğunu kabul etmiştir. Bize göre ise bunlar iradenin kendisi olmak bir yana şartı bile değildirler. Zira yırtıcı bir hayvandan kaçan önüne çıkan iki yoldan birisine sapar. [Diğer yola girmeyip bu yola girerken de] ne fayda inancı ne de onu takip eden meylin varlığı söz konusudur.
Sayfa 316 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okudu