Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küfre Girme, İncinme ve İfade Özgürlüğü

Eleştiri Seküler midir?

Judith Butler

Öne Çıkan Eleştiri Seküler midir? Gönderileri

Öne Çıkan Eleştiri Seküler midir? kitaplarını, öne çıkan Eleştiri Seküler midir? sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Eleştiri Seküler midir? yazarlarını, öne çıkan Eleştiri Seküler midir? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eleştirellik (criticism) kelimesinin kökeni "ayırmak", "karar vermek", "yargılamak", "dövüşmek" ve "itham etmek" anlamlarına gelen Grekçe krino fiilinde yatıyor. ilk defa itham etmek ve hüküm vermek eylemine krino denirken, adli alanda kulla­nılmış gibi görünüyor ve bu yanıyla ayırt etme, irdeleyici so­rular sorma ve yargılama yetilerine işaret ediyor. Bu dünyevî sahada bugün "eleştiri" dediğimiz şeyin anlambilimsel kökleri, evrensel hakikati fethetmeye değil, tekil sorunlan adilce çöz­ meye ve tekil bir yaşam biçimi içindeki tekil faziletleri düzene sokmaya talipti.
Sayfa 69 - PdfKitabı okudu
İnançsızlık hukuki bir cezaya maruz kalmaz;Kur'an,inançsızlığa herhangi bir cezayı öngörmez.Klasik hukukta dinden dönmenin cezası bizatihi yanlış öğretinin kabulü üzerinden değil,siyasal ve toplumsal sonuçları temelinde gerekçelendirilir.Başka türlü söylemek gerekirse,hukuk inançsızlık durumuyla meşgul olduğu sürece,mesele inançsızlığın önermesel yanlışlığı değil,açıkça inkâr edilen dinî toplumsal ilişkidir(İmansız olmak).Yasal olarak,dinden dönme(ridde,küfr),çıkarsama veya zor yoluyla söylettirilen içsel inançla değil,ancak dışsal işaretlerin(kamusal alandaki sözler ya da yazılar,kamusal görünümü olan davranışlar)işlevselliği üzerinde ortaya konulabilir.
Reklam
Fransız tarihçi Alain Cabantous'un bir keresinde vurgula­dığı gibi, İsa kendisinin kutsal bir doğaya sahip olduğunu id­ dia ettiğinde, bu iddiası küfre girmekle itham edilmişti. Küfre girme onu ölüme götürdü ve ölümünü yeniden doğuşu izledi. "Bu açıdan baktığımızda” diyor Cabantous, "küfre girme Hıris­tiyanlığı kurdu." Belki de buraya, dini olsun olmasın her yeni geleneğin söylemsel bir kopuşla -yani bir tür ihlalle- kuruldu­ğunu ekleyebiliriz. Cabantous değil ama diğerleri bunu söy­lüyor. Hatta bazılan küfre girmenin bozuculuğunun, daha az kuvvetli bir şiddetin daha kuvvetiiyi alt etme çabası olarak gö­rülebileceğini iddia ediyor.
Sayfa 52 - Pdf - Batı Küfre Girmekten Neyi Anlıyor?Kitabı okudu
Özgürlük ve küfre girme arasındaki modern Batılı karşıtlık,Batılıların bir yandan sekülerizmin başka,dini terimlerle korumak zorunda olduğu belirli bir yaşam biçimine ait olduklarını redderderken,küfre girme söyleminin dayattığı sınırlamalardan azade olduklarını düşünmelerine imkan tanıyor.
İfade özgürlügünün siyasal savunusundan daha ilginç olan şeyse,dindar Müslümanların incinmesinin daha da iyi olduğunu söyleyen felsefi iddaydı,çünkü onlara göre elestiri yoluyla incinmek insanların inançlarını gözden geçirmelerini sağlayabilirdi.Hem demokratik tartışma hem de ahlaki karar verme süreci için,bu gözden geçirme hayati bir şeydi.Bu husus,birincisinin aksine,ifade özgürlüğü eyleminin kendisindense onun sonuçlarını değerli kılıyor.Sorgulanabilir(dini)inançların eleştirisi,hakikatin güçle eşdeger olduğu inancını kendi içinde taşıyan bir eylem olan ifade özgürlüğünün bir zorunluluğuymuş gibi sunuluyor.Hristiyanlık sonrası birçok Batı toplumu bile,hakikatin kişiyi özgür kılacağı iddasıyla uyuşmaktadır.
Avrupa'daki Müslüman göçmenlerinin davranışlarına uygulandığı haliyle küfre girme suçlaması hakkındaki son dönem Avrupa söylemi,farklılığın çelişkili olarak hem tanınmasına hem de inkar edilmesine hizmet etmekte.Sekülerler,Danimarka karikatürlerinin yayımlanmasına gelen kızgın Müslüman tepkilerini,Avrupa'da bir dönem mevcut olan bir kategoriyi yeniden ortaya çıkarma çabası olarak gördüler.Kendilerini özgürlük adına eleştirir görürken,bu tepkileri insan özgürlüğünü sindirecek bir güç kabul ettiler.Dünyevi bir eleştirmen için,kabul edilebilir hiçbir tabu olamaz.Sınırlar eleştirmeye başlandığında,tabular ortadan kalkar ve özgürlüğün alanı genişler.Oysa bu eleştirelliğin yaptığı sadece fikirleri tabudan azat etmek değildi,aynı zamanda paradigmatik olarak insan olanla henüz kendi bedenlerine,duygularına ve düsüncelerine sahip olmayan mevcut ayrımı güçlendirmekteydi.Başka bir deyişle,Avrupalı Müslümanların henüz ahlaki olarak özerk olmadıkları ve siyasal olarak disipline edilmedikleri için tam olarak insan olmadığını söyleteb ideolojik konumu güçlendirmekteydi.
Reklam
Birçok Avrupalı-Amerikalı,en güncellerinden Francis Fukuyama da dahil olmak üzere,"demokrasi"Batı medeniyetine özgü bir değer olduğunu idda edebilmek için,onu"siyasal eşitlik'vasıtasıyla Hristiyanlığın"evrensel insanlık onuru"öğretisine dayanmaktadır.Aslında Ortaçağ Latincesinde dignitas,bütün insanların eşitliğini değil,yüksek makamların imtiyaz ve temayüzlerini belirtmek için kullanılırdı.Hristiyanlık,evrensel ruhsal değer kavramına sahiptir(İslam'ın da sahip olduğu gibi)ama bu kavram büyük toplumsal ve siyasal eşitsizliklerle uyum içinde olagelmiştir.19.yüzyılda bazı yazarlar,modern demokrasi kavramını ve pratiğini Hristiyanlığa değil klasik Yunan'a dayandırmaya başladı.Hristiyanlık öncesi Atina,kısıtlı olsa da eşit vatandaşlık kavramına ve içinde "evrensel insan onuru"kavramına dair hiçbir şey taşımayan ama siyasal alanda özgürce konuşma hakkını içeren basit demokratik pratiklere sahipti.Avrupa Hristiyanlığında ancak aşamalı olarak ve devamlı çatışma yoluyla eşitsizlikler giderildi ve seküler otorite kilisenin yerini aldı.
Seküler toplumların ve sekülerleşmiş dinlerin eleştiriye,karikatüre ve tahkire karşı varsayılan açıklıkları noktasındaki tutarsızlık ve ikiyüzlülükleri aslında sekülerizmin bazı dinlere,diğer dinlere kıyasla daha taraflı olduğunun göstergesidir.Bu taraflılık,tarafsızlık değil,seküler kurum ve pratiklerin temelindedir.
Seküler eleştirellik pratiği artık, modernliğin, modern öznenin hakikat ve özgürlük için verdiği amansız uğraşının ve onun siyâsal failliğinin bir işâretidir.
Sayfa 76 - PdfKitabı okudu
Fransız Devrimi'nin modern dünyaya sadece dayanışma,demokrasi ve özgürlük getirmediğini vurgulamak önemlidir.Devrimin orduları özgürlük,eşitlik ve kardeşliği işgal yoluyla yükseltmeye çalıştı.Devrim,dünya çapındaki modern savaşları,milliyetçiliği,ırkçılığı ve soykırımları ortaya salan modern imparatorluklar çağını başlatan şey oldu.
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.