Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler

Empati Çağı

Frans de Waal

Empati Çağı Gönderileri

Empati Çağı kitaplarını, Empati Çağı sözleri ve alıntılarını, Empati Çağı yazarlarını, Empati Çağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir de maymundan gelmedik derler
Çin'in altın maymunları, bir erkeğin etrafında bulunan yedi dişinin oluşturduğu bir tür harem hayatı sürerler. Erkek maymun dişilerden çok daha büyüktür ve turuncu tüyleri olan kalın, güzel bir derisi var­dır. Dişileri kendi aralarında didişmeye başladıkları zaman, onlar durana kadar ortalarından asla ayrılmaz. Müşvik bir yüz ifadesiyle her bir dişiyle göz temasına girerek ya da parmaklarıyla her bir dişi­nin tüylerini şefkatle okşayarak gerginliği sonlandırır.
İsimleri Ropey ve Beatle olan ve birbirlerinden asla ayrılma­yan iki makak dişisi biliyorum. Yaklaşık olarak aynı yaştaydılar ve ilk başta onların kardeş olduklarını düşünmüştüm. Çünkü her şe­yi birlikte yapıyor, birbirlerini tımarlıyor ve birbirlerinin bebekleri­nin dudaklarına sevecen dokunuşlarda bulunuyorlardı. Ayrıca, kav­ga ettiklerinde de birbirlerine yardıma koşuyorlardı. Öyle ki, Beatle (Ropey'den daha alt bir sınıftandı) ne zaman bir çığlık atsa ve arka­ daşını aramaya koyulsa, Ropey soluğu onun yanında alıyor ve kendi­sini tehdit eden maymuna dikleniyordu. Gruptaki herkes, onlardan birine çatacağı zaman ikisiyle birden mücadele etmek zorunda kala­cağını biliyordu. Ne var ki, kayıtlarımıza göre Ropey ve Beatle hiç­ bir surette akraba değillerdi.
Reklam
Ayn Rand, başarının ahlaki yükümlülüklerle birlikte geleceği düşüncesi­ni yerden yere vurur. Egoistliğin bir kötülük değil, bilakis bir erdem olduğu düşüncesiyle birlikte sayısı milyonları bulan coşkulu bir okur kitlesine ulaşmıştır. Bütün meseleyi altüst etmiş ve binlerce sayfalık romanını, eğer herhangi bir yükümlülük altında bulunacaksak bile bunun yalnızca kendimizi ilgilendirdiği düşüncesini açıklamaya adamıştır.
Spencer'ın bu yeni zenginleşmiş kitleye telkin ettiği cümle aslında pek çok şeyi açıklıyor: "Doğanın yasaları bu şekilde işliyor!" İşte bu şekilde, zenginlerin hissedebilece­ği vicdan azabı da ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Spen­cer, insanlara çevrelerinde olan bitenlerle ilgilenmeden, ahlaki çeliş­kiden uzak bir şekilde ilerleyebilecekleri bir yol sunmuştu. Erken dö­nemlerde varlıklı yoksulu görmezden gelmek için zaten herhangi bir haklılaştırmaya gerek duymamıştır. Damarlarında akan kan, yani asalet, onları farklı bir canlı türü haline getirmeye yetiyordu. Asiller, ağır işlerde çalışanları Batı'da ince bellerini ya da Doğu'da munta­zam bir şekilde uzamış tırnaklarını göstererek aşağılıyorlardı. "Ege­men olan sorumludur." anlayışına rağmen alt sınıfları oluşturan bu insanlara karşı en küçük bir yükümlük taşımadıklarını biliyoruz. Kitleler açlıkla boğuşurken, zenginler sofralarından eti, dudaklarından en seçkin şarapları bir an olsun eksik etmedikleri, bolluk içinde yaşadıkları ve altın yaldızlı arabalarda gezinip duruyor oldukları için en küçük bir vicdan azabı bile duymuyorlardı.
Malthus, nüfusun gıda arzından çok daha hızlı bir şekilde artacağını ve bu yüzden de kitlesel açlık, hastalık ve ahlaki çöküntüyle karşı karşı­ya kalacağımızı savunuyordu.
Reklam
Sosyal Darwinizm , Y a h u d il e r e k a r ş ı so y k ı nm uygulanmasına ve çok sayıda başka grubun evrimsel sürecin işletilmesi adı altında kitlesel olarak katledilmesine göz yu­man, bir çeşit sapkın ırkçılıktan başka bir şey değildir.
Darwin, Spencer gibilerin "en güçlünün hakkı" gibi ifadeleri kendi teorisinin içerisinden cımbızla çekip almalarından dolayı oldukça ra­hatsızdı ve bakın ne demişti: "Bir biyolog olarak, evrim teorisinden topluma hazır bir reçete sunmaya kalkışanların teoriyle aslında ilgi­lenmediklerini ve sunacak herhangi bir şeyleri olmadığını gösterme­ye çalışmaktan fena halde yorulmuş durumdayım.
Kabile üyesi kadınlardan birinin dışlanma konusunda söyle­dikleri bu korkuyu mükemmel bir şekilde anlatıyor: "Ölümden da­ha beter, çünkü öldüğün zaman zaten yalnızsın."
Günümüzün egemen siyasi düşüncesi bu maço köken mitine dört elle sarılmış durumdadır. Bu mit sayesinde gezegende is­tediğimiz şekilde davranabileceğimiz, insanlığın sonsuza dek savaş­maya devam edeceği ve bireysel özgürlüğün toplum karşısında önce­liğe sahip olduğuna dair düşünceler, savunulacakları bir zemine yer­leştirilebilirler.
295 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.