Hicret edenlere "Muhacir", Hicret edilen kentin sakinlerine "Ensar" denir. Bu bilgiyi okuduğumuz okullardan, okuduğumuz kitaplarda, dinlediğimiz konuşmalardan muhakkak öğrenmişizdir. Öğrendik, bildik. Ama bu sahabelerin davasını anladık mı veya anlamak için hiç uğraştık mı? Yaşadığı şehirden sırf inancı sebebiyle sürülmenin ve bunu kabullenip Allah'a (c.c) havale etmenin manasını hiç düşündük mü? Ve inancı sebebiyle hicret eden insanları, karşılığını Allah'tan (c.c) bekleyerek ellerindeki tüm imkanları kardeşleri için seferber eden, gerektiği zaman kardeşleri yanında tüm Arabistan'ı karşısına alabilen Ensar'ın bu yaptıklarının manasını hiç tefekkür ettik mi?
O Ensar ki, kardeşleri sıkıntı çektiklerinde bağırlarına basmıştır. O Ensar ki, ellerine ne varsa kardeşleriyle paylaşmışlardır; evlerinin yarısını, gelirlerinin yarısını, yiyeceklerininin yarısını... O Ensar ki; Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te en önde savaşmışlardı; Mute'de, Tebük'te, Nihavend'de, Köprü'de ve daha ismini sayamadığımız pek çok gazve ve seriyyede hiç tereddüt etmeden verilen görevleri yerine getirmişlerdir.
***
İşte bu eser, Ensar'ı anlatmaktadır. Kim Ensar'dır, soyları nereye dayanır, Evs nedir, Hazrec nedir, gelirleri neerden oluşmaktadır gibi teknik bilgilerin yanında pek çok kıssaya, daha evvelden pek duyamadığımız malumatlara ev sahipliği yapmaktadır. Allah (c.c) onlardan razı olsun.
Allah (c.c) bize Ensar gibi yaşamayı ve onlarla haşrolmayı nasip eylesin. Amin.
İyi okumalar dilerim.
Muhabbetle.
