Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küresel Sermayenin İktidar Savaşı

Erdoğan Operasyonu

Ömer Lütfi Mete

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türkiye'de Türkmenler hariç hemen herkes mikrobik milliyetçilik yapıyor maalesef. Mikro milliyetçilik veya mikrobik milliyetçilik, aynı şey! Herkes yapıyor. Peki, Oğuz kökenliler, Türkmenler? Onlar yapmıyorlar. Tarihlerinde de, genlerinde de yok çünkü.
D-8 Amerika'da oluşan küresel sermayenin karşıtıydı, bu nedenle Erbakan Hoca tasfiye edildi. Yani insanların laik veya dindar olması bir sebep teşkil etmiyordu.
Sayfa 64 - Timaş Yayınları
Reklam
Türkiye beton yığınına dönüştürüldü. Dünyanın en yüksek betonlaşma oranı Türkiye'dedir...
Batı insanı amip gibi yalnız yaşar ve son derece yalnızdır esas itibariyle.
Sayfa 39 - Timaş Yayınları
Küresel sermaye sistemi dünyadaki eski sistemden çok farklı ve bunlar daha evvelki uluslararası hizmetlerin niteliklerinde ayrışıyorlar. Sözde eskiden uluslararası şirketler vardı ve bu şirketler dünya üzerinde bir üretim yapıyorlardı ve bu üretim kâr-zarar açısından sömürü telakki ediliyordu. Bugünkü söylediğimiz finans kesimi aslında hiçbir üretime doğrudan katılmaz, bunlar sadece paraya hükmederler. Burada bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum: Küresel sermaye aslında kendi müşterilerini de yaratıyor, onu da söyleyeyim. Mesela Türkiye'de geçmişte bu kadar cari açık yoktu, bu cari açığın oluşmasının nedeni Türkiye'ye kredi açmaları ve bu kredinin de ithalatı teşvik etmesidir. Yani biz ithalat yapmak niyetinde olduğumuz için kredi bulmadık, onlar bizi ithalata zorlamak için yabancı sermayeyi enjekte ettiler. Burada da şu var, bu borçlandığımız kurumlar aslında küresel sermaye. Japonya'dan, Ortadoğu'dan ve çeşitli ülkelerden ithalat yapıyoruz ama muhatabımız onlar değil. Onlar tasarruflarını küresel sermayede biriktiriyorlar, onlar bize kredi açıyorlar, biz ithalat yapıyoruz.
Reklam
Küresel sermaye Avrupa birliği'ni bir güç haline getirmek istedi ve Türkiye'yi de bu gücün içerisine dahil etmek istedi. Bunun en güçlü savunucusu da İngiltere idi. Bize karşı çıkan zaten İngiltere değil, Fransa ve Almanya oldu. Tayyip Bey'in Avrupa Birliği'ne yönelik politikalarında bir gevşeme olduğu, ona karşı daha uzak davrandığı şeklinde bir intiba aynı zamanda, küresel sermayeye karşı bir tavır olarak da algılanabilir, öyle algılandı ve ihtilaf o günden itibaren başladı.
Sayfa 71 - Timaş Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.