Naz olmaksızın aşk, hatta herhangi bir ilişki mümkün müdür? Tabi ki mümkün değildir. En garantili özel müşteri, en yakın eş bile her an çekip gidecekmiş gibi ‘ihtimam’ ister...
Ne zaman ki kendimi salmışım, ne zaman ki içimden geldiği gibi davranmışım, işleri berbat etmek, kaçınılmaz biçimde kaderin bir cilvesi olarak karşıma çıkmıştır.
Özetleyelim: sandalyenin dört ayağından kaç tanesini ayakta tutabilirseniz, o oranda başarılı olursunuz. Ancak kritik başarı faktörü beğenir ve onun sürdürülebilir olması...
Peki beğenilirliği nasıl daim kılacağız?
Yanıt bu kitabın bütününden çıkacak olsa da, bu bizim bir anahtar sözcük vermemizi engellememeli: sürdürülebilir bir beğeni ortamı sağlamak için karşımızdakinin duygularına hitap edebilme refleksini bir an olsun elden bırakmamak şarttır...