İmparatorluk öncesi mezar mimarisinin bütün tipik öğeleri burada bir araya gelmişti: gömme ayinlerinin yapılmasına yönelik bir dış yapı, derin bir çukurun dibine konmuş ahşap sanduka, kurban edilmiş insanlar ve hayvanlar.
Gelenek ile modernliğin buluşabildiği bir alan olmasaydı hiçbir şey mümkün olmazdı. Anyang derin yazınsal bilgiyle arazi arkeolojisinin uzlaşma sahnesi oldu.
Bazı seramiklerde sırasıyla iri çemberler ve insan biçimli betimler yer alır. Tanrıları, şamanları ya da kabile reislerini gösteren bu betimlerin epeyce kapalı anlamı, muhtemelen eski tarım kültlerine dayanır.
Yeri uğurlu olsun diye toprak falcıları tarafından titizlikle seçilen höyükler ağaçlandırılmış bir taraça üstünde yükseliyordu. Her höyüğün kendi mezarlık bahçesi bulunuyordu. Bahçe girişinin iki tarafına, ölünün adını taşıyan birer kule dikilmişti.
MÖ 8.yüzyılda, geleneksel deniz kabuklarının yerini alan ilk bronz paralar bel biçimindedir. Sarı Irmak havzasında bu bel biçimindeki paralar 3. yüzyıla kadar başlıca ödeme aracı olarak kullanılmıştır.
Merkezi iktidarın zayıflaması büyük malikânelerin ilerlemesini kolaylaştırırken bir yandan da bölgelerin belli bir ölçüde kendi içlerine kapanmasına ve bölgesel zanaatın gelişmesine yol açtı.