Sana son sarıldığım yerde, keşke son olduğunu bilerek, kaburgalarımla ve göğüs kafesimle beraber sarılabilseydim. Şimdi sırtımda yokluğun, yanımda kimsesizliğimle boşluğu kucaklıyorum. Gidecek yerim de yok. Ortada lirik bir sessizlik.
Ama eminim hâlâ, ılık bir nehir gibi saçların.
Yanlış zamanda karşılaşmış ,ziyan edilmiş doğru insandın sen.
Seni tanıdığıma pişman değilim ,neyi sevip neyi sevmediğimi öğrettin bana.
Neyi istediğimi neyi istemediğimi.
Neyden kaçmam gerektiğini öğrettin herşeye rağmen seni tanımak güzeldi.. 🌸
Hayat seni incitmesin.
“Teşekkürler”
"Seni cennetten kovmadılar, seni kuyuya atmadılar, seni çarmıha germediler beni kırk kere vurdular, ölmedim sandılar; ölüyordum.
Ben artık İsa’dan kalma kirli bir çarmıha sırtımı verdim, sen de gel.
Nietzsche karşımızda Tanrı’yı öldürsün. İzleyelim."
Herkese yetişip kendime geç kalmışım. Bunu; gecenin en karanlık anında, bir yokluğun boşluğuna sarılırken farkettim. Defalarca yumrukladığım göğsüm, yitik balkon duvarları, dolunay ve beni onlarca kez iliklerime kadar ıslatan tüm yağmurlar buna şahittir.