Kadın - İkinci Cins 2 Sözleri ve Alıntıları
Kadın - İkinci Cins 2 sözleri ve alıntılarını, Kadın - İkinci Cins 2 kitap alıntılarını, Kadın - İkinci Cins 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evlilik, erkeğin keyfi sömürgenliğini körükler. Boyunduruk altına alma eğilimi en yaygın, en karşı konmaz eğilimdir. Çocuğu kadına, kadını kocaya teslim etmek; yeryüzüne zorbalık tohumu ekmektir.
Sizin anlayacağınız, sevmek evlenmek demek değildir ve aşkın nasıl olup da ödev haline geldiğini de anlamak son derece güçtür.
Toplumun kadına hazırladığı yazgı genel olarak evliliktir. Kadınların çoğu evlidir, evlenip ayrılmış ya da dul kalmıştır. Evlenmeye hazırlanmakta ya da evlenmediği için dertlenmektedir.
Çevre baskısı, gerek eski gerekse yeni dünyanın küçük kentlerinde erkekten çok kadının üstündedir.
Kadınlar, yeryüzündeki yaşama kurallarını reddettikleri zaman hiç de haksız değildirler. Hele de bu kuralları kendilerine sormadan, yalnızca erkeklerin koydukları düşünülürse.
Aile baskısı hayat karartır.
Sıkı denetim altında tutulan genç kızlar bugün bile 'özgür olabilmek' için evlenmektedir.
Toplum, özgür kadınla hafif meşrep kadını birbirine karıştırmaktadır.
Sevişmek, kadın için halâ kocasına karşı yükümlü bulunduğu, dolayısıyla erkeğin efendi durumunda gözükmesine izin veren bir görev sayılmaktadır.
Kuzey Afrika'da kadınlar çocuk aldırma olanağından yoksundur. Ama doğurduğu on çocuktan yedisi sekizi de ölür ve kimse kılını kıpırdatmaz. Çünkü çok güç ve saçma doğumlar onlarda analık duygusunu yok etmiştir. Böyle bir şeyi hoş karşılayan ahlaka ne denir ki şimdi?
Kadının en büyük özürü; varının yoğunun evliliğe bağlanmış olmasıdır. Uğraşı, yeteneği, kişisel ilişkileri yoktur, hatta adı bile kendinin değildir artık. Kısacası, sadece kocasının “yarısı”dır.
Evlilik, çoğu kez erkek için de bunalım demektir. Erkeklerde ki bir sürü sinir bozukluğunun nişanlılık sırasında ya da evliliğin ilk yıllarında ortaya çıkması buna kanıttır.
Kadın yatakta gerçekten zevk alıyor mu? Kocasını gerçekten seviyor mu? Buyruklarını yerine getirirken gerçekten mutlu mu? Erkek bu konuları aklına hiç getirmemeyi yeğler.
Cinsel yaşam birey tarafından kurtarılmayıp da, toplum onu doğrulamaya kalktı mı; kadınla erkeğin ilişkisi hayvanca bir ilişki olup çıkar.
Kadın çoğu kez evliliğin ilk yıllarında yanılsamalarla oyalanır. Kocasına koşulsuz bir hayranlık, sınırsız bir sevgi duymaya, kendini ona gerekli saymaya çalışır. Ama birden gerçek duygular açığa çıkar; kocasının kendisinden de vazgeçebileceğinin farkına varır.
Erkek kadına oranla daha çok gezer, yaramazlıklarına kadınınkinden çok göz yumulur. Kadın, böyle bir şeye kalkıştığı an adı lekelenir, evliliği bozulur.