Coşkunuz, neşeniz ve mutluluğunuz, kendisini sizin aracılığınızla, siz olarak ifade eden Tanrı'nın ta kendisidir. Ve hayat da bundan daha iyi bir şekilde yaşanamaz.
Karşı tarafı üzmekten korktuğunuz için kızgınlığınızı, üzüntünüzü ya da hayal kırıklığınızı saklayarak, sevgiyi, neşeyi, içtenlikle yaptığınız takdiri ifade etme becerinizi feda edersiniz. Ve kendinizi üzüntülerinizi, doğrularınızı ifade etmekten mahrum bırakarak, gerçek mutluluğu bilme becerinizi de baskılamış olursunuz.
İronik değil mi? Mutlu olmak için ilk olarak üzgün olmayı okeylemeniz gerekir. Ama bu gerçektir, yalnızca başka bir temel hayat paradoksudur.