Evren Kütüphanesi Gizli Tehlike
Kaan Kasım TüylüEvren Kütüphanesi Gizli Tehlike Gönderileri
Evren Kütüphanesi Gizli Tehlike kitaplarını, Evren Kütüphanesi Gizli Tehlike sözleri ve alıntılarını, Evren Kütüphanesi Gizli Tehlike yazarlarını, Evren Kütüphanesi Gizli Tehlike yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Münafık!
“Ayırmak istediğimi kim söyledi ki?
Aslında planımın başarısı,bu dine, ne kadar sıkı tutunduklarına bağlı”dedi.
Ötekiler sordu:”Nasıl bir plandan bahsediyorsun?Ey ibni Sebe! dedi.
“ Çok basit,önce onları,iyi bir müslüman olamadıkları konusunda,birbirleri hakkında şüpheye düşüreceğim.Sonra da aralarına,daha iyi müslüman olmanın farklı yollarını fısıldayacağım.Çok geçmeden biri diğerini sorgular hale gelecek.
Sayfa 252Kitabı okudu
Hırs,haset, nefret ,kıskançlık ..
“Sizler merak etmeyin! Gelecekte böyle birlik olamayacaklar. Aralarında öyle olaylar başlatacağım ki,birbirlerini boğazlayacaklar.!” dedi.Diğer kişi onun bu sözlerine pek itimat etmedi.”Onların birliği,uymaya söz verdikleri kitap’larından geliyor.
O’nlar buna sahip oldukça,o’ndan ayrılmadıkça,bu sözlerin anlamsız”dedi.
İyilik için zulme sabretmek.
O’ na şöyle hitap etti.
“Ey mülkün ve gücün sahininin seçkin elçisi! Emret buranın,altını üst edeyim! Emret yere batırayım..! Ve O, bu hitap karşısında,telaş ve endişeyle şöyle cevap vererek:
“Bilmiyorlar! Bilseydiler, kesinlikle yapmazlardı.” dedi.
Eğer,en ve tek Yüce olanın elçisi intikam dileseydi ,o üstün ve güçlü varlığın söylediklerinin gerçekleşmesine Allah’tan başka hiçbir güç engel olamazdı.
“ Ey Aruk!Dikkatli dinle ve şunu iyi bil ki! Cahiller korkusuzdur. İşledikleri cürümlerin sonsuz yansımasını kavrayamadıkları gibi,kalacakları yargıdan da bihaber olduklarımdan,asla korkmazlar.!
Nedir o bilgilerinde olmayan? Kavrayamadıkları mutlak yargıyı ve sonsuz bir hayatta varolacakları düzende,nasıl bir hayat yaşayacaklarıyla ilgili olan, sonu bilmezler.
Sayfa 244Kitabı okudu
Cevap-2
“Aklın karışmasın ya Aruk !Düşün bir defa,tefekkür et.Anlamaya çalış!
Evet,bunca gücüm vardı, en ufak sorunu bile şiddetle bastırabilir,en ufak fitne belirtisini bile ezip mahvedebilirdim.Asıl çözüm bu olmamasına rağmen yapabilirdim.
Üstelik bu nefsimin güce olan tutkusunu,ihtirasını besleyecek bir şey de olurdu.Oysa ben daha hayırlı olanı,kıyamete kadar gelişecek her türlü fitneye kalkan,korunaklı bir kale olabilecek olanı inşâ etmekle,derlemekle meşguldüm.
Soru- cevap -1
“Neden bir çözüm düşünmediniz?
Neden bunca zulümü durdurmak için gücünüz varken, bu gücü kullanarak sorunları çözmek yerine, sessiz kaldınız?”dedi.
Aruk’a:”Gururuma,yani nefsime olan düşmanlığım sebebiyle.”
“Evet,tek nedeni bu! Bugün dahi aynı davranışı gösterirdim.
Nedenler ,
“Nedenler, insanların ( Nefs) arzularını saklamak için kullandıkları bahanelerdir”
Gerçek neden ise, gösterdiklerinin ardında saklandıkları,benliklerinin hırs dolu arzularıdır.Ona da vesvese ile fısıldayan vardır.Kimdir o bildin mi?”O azgınlığa yemin ederek,yaratıcıya isyan edendir.
O,ezelde ettiği yeminine,sonuna kadar sadık olduğunu defalarca kanıtlamış,kovulmuş olandır.Zalimlikleri süslü ve hoş göstermek ,onun işlerindendir.
Sizin imtihanınız çok daha kederli ve kasvetli olacaktır. Çünkü,bilgelikle gelenin yıkımı, cehaletle gelenin yok edilişinden daha şiddetlidir.
İsra suresi
“Şahit olduğun şu müşrik topluluğu!
Bilmelisin ki,zulmü,adaletsizliği,kuvvetin üstünlüğünü benimsemiş bir toplumdur. Onların yaptıkları fenalık ve azgınlıkları nefisleri (egoları) süslü ve hoş göstermiştir. Bu yolda,öylesi sapkınlık içindedirler ki,
Tüm bunlar, bu zalim toplumda gelenek ve sıradan işler haline gelmiş olan zulümlerdir.
“İşte! Şu diğerleriyse,onların aksine zulmü,fenalığı,azgınlığı reddenlerdir. Onlar, bu değeri kabul eden,inanan, kendileriyle aynı safta olanlara Müslüman,kabul etmeyenlereyse kâfir der”.
Neden Savaşıyorlar?
“Onlar, dosdoğru olanın yoldaşlarıdır.Yalnızca Allah’ın emrine uyarlar. Namusunu,hakkını ve hürriyetini korumak,yaratıcının emridir.
Onlar değerlerini korumak için,bu savaşa mecbur bırakılmış olan mazlumlardır.
Yaratıcıya inanan bir kişinin,asla taviz veremeyeceği sorumlulukları vardır. Ne pahasına olursa olsun,gerekirse bu yolda,şehit olmayı seçmelidir. Sorumlu olduğu değerlerin en başında adalet gelir.
Adaletin ve huzurun olmadığı yerde,hür irade olmaz.Hür iradenin olmadığı toplumlar,yalnızca zulüm altında değildir,aynı zamanda fakir ve sefildir.Güçlü olan egemen olduğunda, her bir değeri ve hakkı kendisinde toplayıp, zayıfları köle yapar “.
Sayfa 236Kitabı okudu