Babam, yine de sımsıkı sarılıp resmen yanaklarımı acıtana kadar sevdi ve öptü beni. Ben babamın ne dediğini anlamasam da elimde simit üstümde en sevdiğim pantolonumla dönüyordum eve. Babamlar da nasılsa dönecek geri, biliyordum...
Babam ki kirli elleri,
Üstünde iş elbisesi,
Ama inadına yüzünde gülümsemesi,
Dudaklarında ise oğlunun ismi...
Bir gün gidiverdi...
Ve sonraki her gün gelmeyiverdi...
Ben hala kapıların ardındayım,