Newest Ezeli Mağlup Reviews
You can find Newest Ezeli Mağlup quotes, newest Ezeli Mağlup book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8.7Out of 10
Ezeli bir mağlubiyet benimkisi…
Bazen bazı şeyleri nedensizce seversiniz. Bazı sözlere, bazı cümlelere nedensizce bağlanırsınız. Aslında kitapla ve yazarı ile geçirdiğiniz süre çok kısadır ama sürenin kısalığından ya da uzunluğundan daha önemli bir kriter vardır ki o da derinlik ve yoğunluktur. Bazen kendinizi size hiç benzemeyen düşüncelerle kuşatılmış bir beynin kıvrımlarında bulursunuz. Kendinizi bulduğunuz satırlar aslında hiç bilmediğiniz bir yanınıza ışık tutar. Bu ışığa doğru ilerledikçe yollar açılır önünüzde. Ve size hiç benzemeyen bu sözlerle tamamlandığınızı hissedersiniz.
Düşe kalka yürürsünüz bir kitabın satırları arasında. Bazen öylesine kanar ki düştüğünüz yerde dizleriniz, canınız acır. Ve yine aynı satırlarla dindirmek istersiniz içinizdeki acıyı.
Ezeli Mağlup… Karşıma tesadüfen bir anda çıkan, tüm algılarımı alt üst eden, karanlıkta kalan düşüncelerime kendindeki ışıktan aydınlık veren çok sevdiğim ve ne yazık ki çabucak ayrılmak zorunda kaldığım bir kitap oldu. Bazen karamsarlıklarla örülmüş bir eser de içinizdeki dalları yeşertebilir. Yeter ki fırsat verin… Kapınızı her şeye rağmen sonunu düşünmeden değişikliklere açın. Ve yüzünüze vuran sıcaklığa arkanızı dönmeyin.
Son olarak kitaptan bir alıntı:
İnsanın Teajedisi’nden bir alıntı ile
“ EY İNSAN, GÜVENİNİ KAYBETME VE MÜCADELEYE DEVAM ET!” Her ne olursa olsun! Ümitsizlikle açılan kapılar dahi ümide uzanır.
232 syf.
·
Not rated
“Kendime daha iyi katlandım, hayata daha iyi katlandım”
Tarih ve Ütopya, Çürümenin Kitabı, Burukluk...
Ezeli Mağlup; ölüm hakkını kendinde saklı tutan, şüphenin doruklarında gezerken; şüphe duymaktan, şüphe eden yazar.
Cioran ; dünyadaki varlığının devamlılığı yazmasına bağlıdır. Kendi sözleriyle şöyle açıklar aslında yazma sebebini; “Çünkü yazmak, ne kadar az olursa olsun, bana bir yıldan ötekine geçmeme yardım etti; zira ifade edilmiş saplantılar zayıflıyor ve bir ölçüde aşılıyor. Eğer kâğıtları karalamasaydım, uzun zaman önce kendimi öldürmüş olurdum. Yazmak tesellidir… Daha ileri gideceğim; Eğer yazmamış olsaydım, katil olabilirdim. İfade etmek kurtuluştur.”
Cioran için yazmanın böylesine bir anlamı vardır ki kendisini teselli etmek burada şu cümleyi kullansam daha net anlaşılır (tedavi etmek) şimdi daha net oldu. “Kendime daha iyi katlandım, hayata daha iyi katlandım”
Cioran okuyan insanlarda genel olarak iki tür okur vardır: Birincisi kendisinin çok karamsar ve söylemlerinin doğru olmadığını düşünenler, ikincisi ise aslında Cioran'ın karamsar değil, olaya daha gerçekçi baktığını düşünenler. Eserleri bir yana, direkt olarak kendisine bu soruları sormak isterseniz, Ezeli Mağlup' a bir
Cioran'ın geçmişte yaptığı söyleşilerin, verdiği röportajların yer aldığı bir kitap.
Sanırım bir derleme, seçme işleminden geçirmemişler, ne varsa toplamışlar, hepsini..
Oldukça özensiz bir çalışma aslında, özellikle Türkçe çevirisi biraz yapayzekavari..
Olumsuzluklardan devam edersek, her röportajda aynı sorular soruyor ve aynı cevaplar veriliyor, aynı olayı, anekdotu tekrar tekrar okumuş oluyoruz, her röpartajın yüzde sekseni anlam olarak aynı denilebilir..
Bunun dışında Cioran'ın hayatı ve yaşantısı hakkında yazdığı eserlerde bulunmayan çok ilginç şeyler öğreniyoruz..
Yazdıklarının aksine gündelik hayatında oldukça sosyal biri olduğu, kendisinden hiç beklenmeyecek derecede iyi bir mizah anlayışı olduğu ya da Romanya'da ki çoçukluk ve gençlik yıllarıyla ilgili anılar gibi..
Yani bu kitaba başlamadan önce 'ben bu adam hakkında bu kadar detaylı bilgiler öğrenmek istiyor muyum? ' diye bi kendinizi sorgularsanız iyi olur derim..
Son olarak, Cioran için genel bir şey söylemem gerekirse; kendisi şu konuda çok haklı; 12 yaşında Romanya'daki köyünden ayrılıp şehre okumaya gitmemeliydi.. O tüm hayatını o dağ köyünden dünyanın kalanından izole bir halde geçirmeliydi. Onun için en iyi olabilecek kader oydu..
Bazı insanlar böyledir işte..
Nedendir bilmem ama Cioranla çok ortak yönüm var. Bu yüzden kitaplarını satın aldım ve okumaya başladım. Bu kitap Cioran'ın röportajlarından oluşmaktadır. Hayatım boyunca Cioran gibi hep karamsar düşlerim oldu. Karamsar olmakla hep yerildim, yeri geldi arabesk olmakla bile suçlandım! Cioran hayatı boyunca benim gibi bir işte çalışmayı sevmemiş. Tam bir müzmin tembel ve eylem karşıtı. Sadece Romanya'da bir sene kadar felsefe öğretmenliği yapmış. Bunun dışında tamamen işsiz yaşamış. Üniversitenin yemekhanesinden neredeyse bedavaya yemek yemek için yıllarca üniversitede kayıtlı bulunmuş. 40 yaşına geldiğinde ise sadece 27 yaşına kadar olanlar yemekhaneden faydalanabilir kuralı çıkınca bir anda cennetinin karardığını söyler. Cioran bir Balkanlı olması hasebiyle kendisini Bogomillere ve gnostiklere benzetir. Bir yönüyle doğum karşıtlığıyla onlara benzemektedir. Hayata karşı acı perspektifiyle olan bakış açısı bunu tamamlar. Nitekim Cioran bir tanrı tanımazdır fakat kendisini dinsiz olarak tanımlamamaktadır. Bogomillere göre dünyayı Şeytan yaratmıştır. Merhamet sahibi mutlak bir Tanrı görememektedir. Cioran kendisini defalarca kez bir Budist olarak tanımlamış olsa da, öfkeli kişiliği nedeniyle Budistliğinden şüphelenmiştir. Bir Ortodoks papazın oğlu olarak her zaman dinlere karşı ilgisi olmuştur. Dinlere ve edebiyata karşı olan ilgisi belki de felsefeden mutlak bir cevap alamamış olmasından olsa gerektir. Edebiyatta duyguların tercümanlığında öncül isim olarak ise Dostoyevski'yi görmektedir. Bilmiyorum, ben de bu tembel ömrümü Cioran kadar uzun tamamlayabilecek miyim...