“Mühür gibi koy beni yüreğinin üstüne
mühür gibi kolunun üstüne
çünkü ölüm gibi güçlüdür sevi
ölüler ülkesi gibi sarptır tutku
ve alev yanığıdır yanıkları
YHVH’nin* alevi.”
“Güzelsin sevgilim
Tirsa gibi güzel
Yeruşalim gibi alımlı
sancak açmış ordu gibi korkunç
Gözlerini çevir benden
başımı döndürüyor bakışın
saçların bir keçi sürüsü sanki
Gilat dağından akan”
"Hem al hem ışıldır sevdiğim
seçilir on binler içinde
Saf altındandır başı
ve perçemleri dökülür iki yana
kuzgunlar gibi kara
Irmak kıyısında salınan
kumrulara benzer gözleri
sütle yumulmuş bolluk içinde
İki yanağı ıtırlı bir bahçede
iki güzel koku kulesi
mür damıtır damla damla
dudakları zambak benzeri"
“Bak geçti gitti kış
geçti gitti yağmurlar
Çiçekler açıyor kırda bayırda
şimdi ezgiler söyleme zamanı
kumru sesleri geliyor her yerden
İlk yemişine durmuş incir ağacı
asmalar çiçeklenmiş
kokular saçıyor dört bir yana
sevgilim güzelim kalk da gel
Kayanın kovuğunda dağın yamacında
gizlenen güvercinim
yüzünü göster sesini duyur bana
hem sesin tatlı senin hem yüzün güzel”