Felsefe Mecmuası
KolektifFelsefe Mecmuası Gönderileri
Felsefe Mecmuası kitaplarını, Felsefe Mecmuası sözleri ve alıntılarını, Felsefe Mecmuası yazarlarını, Felsefe Mecmuası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugünki gençler önlerinde rehber olmadığı içün tesadüf etdikleri kitabları okuyarak dehşetli sûretde zehirlendiler. Kozmopolitlikde büyük bir şa'şa'a gördüler Der-hal cazibesine kapıldılar. Beyne'l mileliyyetdeki cazibe onların za'if zekâlarını cezb etdi. Bu sûretle bugünki gençlik ma'lûl oldu
Genci ayrı bebesi ayrı ihtiyari ayrı sıkıntı
İhmâl ve tesâmüh böyle devam etdiği takdirde Türklük bütün bütün nisyâna mahkûm kalacak, Türkler Türklüklerini unutacaklardı.
Biz Osmanlı hükümetinin bir ferdi olmak ile beraber Türk neslinin de hafidleriyiz
Darwin de dahil olduğu hâlde bütün mü'ellifler tedkiklerini şahsi bir sûretde yapmışlar ve tedkiklerine şahsi i'tirâzlar karışdırmışlardı. Meselâ Darwin dini yıkmak içün çalışdığından psikolojiye 'aid tedkiklerinde de bu ihtirasın te'sirinden kurtulamamışdı
Havas telkin eder Avam taklid eder
Çocuklar, vahşiler, eksik akıllılar gördükleri, işitdikleri her şeyi taklid ederler. Öksürük, esneme, tebessüm, kahkaha gibi hareketler, cigara içmek, kumar oynamak, rakı içmek gibi seyyi'eler taklid vasıtasıyla sirayet ediyor.
Avâmın 'âdî ve düşüncesiz fikirlerinin esiri kalmak bir genç içün zülldür, onların te'sis etdiği 'âdetlerin esiri kalmak da 'aynı süretle bir mezelletdir.
Bir cemiyyet içün en büyük terakki hatvesi 'avâmın ve zamanın bu fikri esaretinden kurtulmakdır.
"Avam itikadlarıyla o cem'iyyeti maziye rabt ederek ileri gitmekden men' etdiği gibi cem'iyyeti de kendisine esir eder"
Avrupa'ya giden birçok Türk gençleri de buraya geldikleri vakit tamm bir levanten olmuş bulunuyorlar. Artık bir Türk olmakdan ise bir Avrupalı, bir Fransız olmayı tercih ediyorlar. Bu meyl bizde o kadar çok artmışdır ki bugün Garb'ın telakkilerine körü körüne teba'iyyet mecburiyyetinde kalan gençler levanten olmakdan kendilerini kurtaramıyorlar. Ve sonra istemeyerek Avrupalıları taklîde başlıyorlar. O kadar ki Türklere, bize kankardeşlerimize hakâretle bakmaya başlıyorlar. Şübhesiz bu cereyân milliyyetimiz, mevcûdiyyetimiz içün muzırdır. Bizim Şarklı ruhumuz Garb'ın mütefessih ruhundan bütün bütün farklıdır. Biz hayatımızda, ruhumuzdaki bu hususiyyetden dolayı Garb'ın kabul etdiği kâ'ideleri körü körüne taklid edemeyiz.
Öyle ihtiyarlamış kızlar tanıyorum ki başkalarında, başkalarının kalbinde kendileri içün bir sevdâ hissi tevlid edemediklerinden dolayı hayatlarından usanmışlardır.
Ve bugün ufak bir muhabbete hayatlarını fedaya hazırdırlar.