Bir başka olayda Kanafani, öğretmenin, çocuklara elma
ve muz resmi çizmeyi öğretmesinin istendiği resmi müfredat
programına uygun bir ders veriyordu. Bu meyveleri tahtada
çizerken birdenbire bu çocukların hayatlarında hiç elma veya
muz görmediklerini düşündü; bu tür yiyeceklerin yaşadıkları
hayatta gerçek bir karşılığı yoktu. Bunun üzerine çizdiklerini
silip onlardan mülteci kampının resmini çizmelerini istedi.
Sonraları “Tam o anı, hayatım boyunca başıma gelen her şeyden
daha net bir biçimde anımsıyorum” diyerek bu olayı hayatında
“kesin bir dönüm noktası” olarak tanımlayacaktı
İnsanlara bakıp sorarım: bunlar gerçekten de bizim yüzlerimiz mi? Haziranın yüzümüze kustuğu onca çamurdan nasıl bu kadar çabuk temizlenmiş olabiliriz ki? Gerçekten de gülümsüyor muyuz? Bu doğru mu?...