Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
En Eski Firavun İmanı Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Firavun İmanı sözleri ve alıntılarını, en eski Firavun İmanı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milli mücadele dönemini anlatan güzel bir kitaptı. Yarışma sayesinde okudum. Herkesinde okumasını tavsiye ederim. Çünkü o dönem de dışardaki düşmanlar kadar içimizdeki düşmanlarla da verilen mücadelelerin olduğunu gösteriyor. Kitapta en sevdiğim kısım Hüseyin Avni Bey ile Kurtcalı Azîz arasında geçen Rusya'nın yaptığı planlar üzerine geçen konuşma idi. Son olarak Hüseyin Avni Beyin durumunu korktuğum şekilde bitirseydi çok üzülürdüm. Keyifli okumalar
Firavun İmanı
Devletlerin tarihlerinde bazı kırılma noktaları vardır.Bu dönemlere denk gelmiş olmak bile insana imtihan olarak yeter.Tabiri caizse at izinin it izine karıştığı, bulanık, "Zamanların en kötüsüydü." diye nitelendirilebilecek dönemler...
Bizim güzel ülkemizin de şahitlik ettiği bu dönemlerden biri olan 'Sakarya Meydan Muharebesi' ile başlıyor kitap.Cephe değil de tıpkı Küçük Ağa'da olduğu gibi cephe gerisindekiler kahramanlar.Ama ne kahramanlar...Mehmet Akif'ler, Hüseyin Avni'ler ve firavunlar...
Evet bulunduğu kaba göre şekil alan bazen hainlik yapan bazen de türlü oyunlarla yolunu bulan tipler...Onlara bu ismi İstanbullu Hoca takmış, çok da yakışmış.Eser; Küçük Ağa- Küçük Ağa Ankara'da ve Firavun İmanı sıralamasına göre yazılmış.Bu sıralamaya göre okumasaniz da olur, zira ben oyle yaptım.(Küçük Ağa Ankara'da da tedarik sorunu yaşanıyor sanırım.)Firavun İmanı'nda Küçük Ağa ismi birkaç yerde yardımcı kahraman olarak geçiyor. Özetle kitaplar birbirinden bağımsız okunabilir.
Yunan düşmandan ziyade içimizdeki hainlerle nasıl savastigimizin da bir kanıtı kitap adeta.Yaptigim alintilardan dönemin zihniyetiyle ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz.Kurgusu çok sağlam, Türkçe'nin en güzel haliyle bize sunulmuş.Dili ustaca kullanmasında Tarık Buğra'nın hocalarının Ahmet Hamdi TANPINAR ve Mehmet Kaplan olmasının rolü büyüktür eminim.Yazarın keskin bir gözlem ve analiz gücü var.Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bir Döneme Bakış
Firavun İmamı kitabı milli mücadele döneminde geçen,Sakarya Savaşı öncesi ve sonrasında olmuş olayları ve savaşın toplum üzerindeki etkilerini konu alıyor.Ne zaman ki savaş çıkmaza giriyor, hatta başkentin taşınması gündeme geliyor. Bunun üzerine oluşan karamsarlığa karşın ümidini kaybetmeyen bir avuç insanı anlatıyor.Her savaşta ortaya çıkan isyanlarla birlikte savaştan pay kapmaya çalışan simsarları ayrıca savasin sonrasinda Ruslarin ulkemizdeki emellerin de iözellikle anlatıyor, hele ki kitabın bir bölümünde Ankara'nin başkent olacağının belli olmasından sonra Ankara'daki toprak ve arsa satışının patlamasının ve hatta enson da başkent olunca yer kalmamasını ülkemizde de sık sık duyduğumuz rant elde etmenin ve kısa yoldan zengin olmanın yıllar geçse de insanlar geçse bile toplumumuzda değişmeyen bir huy olarak kaldığını gösteriyor. Ve bütün bunlara karşı cebini doldurmak yerine ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunan elini taşın altına koyabilen Mehmet Akif gibi ve savaş meydanindaki Mustafa Kemal... Bir dönemi anlatan güzel bir yapıt okuyun okutun lütfen, iyi okumalar...
Milli Mücadele
Kitapta Millî Mücadele Dönemi'nde milletin genel durumu, yaşanan olaylar gerçekçi bir dille anlatılmış. Yaşanan savaş ve ardından yaşanacak olan hakiki bir savaştan bahsediyor. Menfaatperestlerin savaşta hiçbir katkıları olmadıkları halde gerçek kahramanları nasıl da karalayıp zor duruma düşürdüklerini yazarımız daha da dikkat çekerek anlatmış. O dönemi anlayabilmek için okunası bir eser olmuş.
“Hoca, hoca; en büyük küfür umutsuzluktur!”
Böyle başlamıştı kitap ve en çok umudu olan bir avuç insandan birinin umutlarının nasıl yıkılabileceğini de görmüş olduk.
Sakarya Savaşı dönemini anlatan eser cephe gerisinde nelerle uğraşıldığını, cephede düşmanın kim olduğunu bilirken arkada dost gibi görünen düşmanlarında ülkeyi kendi çıkarlarına nasıl sattığını anlatmaktadır.
Maalesef ki her dönemde böyle insanların olduğunu görmek gerçekten çok üzücü. İnsanlar bir umutla ülke kurmaya çalışırken, Ankara’nın başkent olacağını öğrendiklerinde toprağı altın değerinde olcak diyip hemen arsa derdine düşen Firavun imanlı Ali Yusuf’lar maalesef her devirde var olacak. Diğer ülkeler bu vatanı paylaşırken aslında içerdeki bu insanlar da savaş bitmeden sen o arsayı al ben bu arsayı alayım diye vatanı paylaşacaklar.
Çok yazık…
Bir milletin kaderi ikiye ayrılmış durumda bi tarafta İstanbul hükümeti bi yandan milletin yüksek tecellisi ile hareket eden ankara ve orda sadece yüreklerini koyan bi Avcı inanmış adam.
Bi anektod vardır firavun üstüne denizlerin devasa dalgası geldiğinde iman etmiş ve Allah’a inanmış lakin bu onu kurtaramamış çünkü gerçekten inandığı için değil korktuğu için kendisini kurtarmak için gelen bir iman faydasız beyhude. İşte ankara ve orda ki kahramanlar savaş kazandıkça be milli mücadeleyi başarıya ulaştırdıkça İstanbul’dan İzmir’den bursadan ve daha nice yerde ankara hükümeti için isyan çıkartan ve başarısızlığa uğramadı için elinden geleni yapanlar firavun imanı bir düşüklük ile ankaraya gelmişler ve köşe başlarını tutmakta namuslu adamları tasfiye etmekte hiç zaman kaybetmemişler.
Bu kitabı okudunuz da şunu fark edeceksiniz ki Akif’ler Hüseyin avniler bi tarafta karşı tarafta ise Ali yusuflar ve onların yalancı imanları düzen yıllarda geçse hiç değişmeyecek gibi ️
Tarihsel olan bir vaka/süreç, edebiyatın penceresinden anlatıldığı zaman daha etkili bir şekilde karşımıza çıkar. Tarihi bakış açısı kazanmak için de değerlidir edebiyat, bir nevi olayların yansımasını bizim önümüze koyar. Tarihsel olanı güçlü bir şekilde bizlerin değerlendirmesine sunan bir örnektir Tarık Buğra’nın Firavun İmanı
Yine 9/10 luk bir kitap. Art arda bu tarzda okuduğum 5. Kitap olmasına rağmen en sevdiğim bu oldu. Daha önce hiç Tarık Buğra okumamıştım. Tanışma kitabım oldu kendisi ama kitaplığımda başka kitaplarının da yer etmesi gerektiğine karar vermiş bulunmaktayım.
Bazı insanlar bu kitap için yazarın edebi olarak en zayıf kitabı olduğunu söylemişler ki ben diline ve tahlillerine bayıldım . Bu en zayıfı ise diğerleri nasıldır merak ediyorum.
Tarihi roman çok okudum ama tarihin bu yanına tanıklık eden bir romana ilk kez denk geldim. Akif'i siyaset adamı yönüyle görmek, cephe arkasında var olan mücadele, mücadelenin sadece topla tüfekle olmadığını göstermek açısından gerçekten kayda değer bir roman. Kitap boyunca hep niye bu isim derken kitabın sonuna doğru yapılan benzetme ile açıklanmış olması ve anlatılanların yerine oturması izlenimi... Okumak için çok geç kalmışım.
Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Edebi yönden zayıf bulunmuş ama bence çok iyiydi. Yapılan benzetmelerle, tekrarlamalarla Milli Mücadele'nin o hem ümitsiz hem son derece ümit içeren havası, ülkenin kaderinin belirleneceği anı bekleyiş hissi iyi canlandırılmış.
Kitaptaki olayların ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu bilmiyorum, ama dönemi, ülke için neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmenin zorluğunu, imkanların kısıtlılığını iyi anlattığını düşünüyorum. Karakterler çok yönlü, durmadan kendilerini, yaptıklarını sorguluyor, bu sorgulamaya rağmen hareket etmeye, bir şeyler gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Kimileri bağımsızlık istiyor, kimileri heyecan ya da zenginlik. Ali Yusuf ve Sadi gibi karakterler özellikle ilginçti, belirli bir ahlaki pusulaları yok, dönemin akışı içinde mücadeleye yararlı ya da zararlı olabiliyorlar.
Hiç bilmediğim, Kurtuluş Savaşı sırasındaki Rusya-Bolşevik planlarını da bu kitaptan öğrenmiş oldum. Ülkenin kuruluş yıllarını iyi anlamak ve hissetmek için, hem eğitici hem edebi açıdan, okunması gereken bir kitap bence.