Yıl 1943. Cani Hitler ve Nazi canavarları Polonya' nın, Auschwitz toplama kampında. 15 Nisan 1934 doğumlu, 9 yaşındaki Schmuel' de bu kamptaki esirlerden sadece biri. Ne tesadüf ki yine 15 Nisan 1934 doğumlu, 9 yaşındaki Bruno' nun, Nazi güçlerinde asker olan babası da görevlendirmeyle bu kampa gönderileceklerden.
Babasının bu
Kitabın filmini daha önce izlemiştim. Bu nedenle kitabı okurken sahneler gözümde canlandı. Kitabın son bölümünde Bruno’ya ne olduğu filmde daha net bir şekilde sahnelenmişti. Kitapla ilgili sadece buraya değineceğim.
Yazar kitabın sonunda ”Bu olanlar çok uzun zaman önce oldu, böyle bir şey asla bir daha olmaz. Bu zamanda ve bu çağda.” diye bitiriyor cümleyi. Peki gerçekten öylemi ?
Bir bakalım yaşadığımız dünyaya ve "ülkeye". Myanmar’dan Suriye’ye, Doğu Türkistan’dan Irak’a, Afrika’da birbirine kırdırılan halklardan iliğine kadar sömürülen insanlara… Zalimlerden kaçmak için, mülteci olma pahasına, ülkesini terk edip Akdeniz’de, Ege’de, Meriç’te batan botlardan dolayı boğulan insanlara, masum canlara…
Ne diyordu Serenat’ta Livaneli, “Her iktidar öldürür ! Kimi daha az, kimi daha çok”.
"Keşke beraber oynayabilseydik," dedi Bruno uzun bir sessizlikten sonra. "Sadece bir kez. Hatırlamak için..."
Çocukların oyunlarını ÇALAN tüm zalimlerin, diktatörlerin yerle bir olması duası ve dileğiyle.
İyi okumalar
İlber Ortaylı'dan okuduğum ikinci kitaptır. İlk okuduğum kitap Atatürk'tü. Açıkçası beklentimi bu sefer karşılamadı bu kitap ancak tahmin etmiştim. Çünkü İlber hocanın kitaplarını okumak için genel bir tarih bilgisi altyapısı istiyor. Tarihle ilgisi olmayan, yeni başlayacaklara önermem çünkü dili yalın değil, spesifik bilgiler içeriyor, İlber hocanın yorumları var. Genel olarak kitapta konu bütünlüğü yok ama anayasa tarihi dahil birçok konuya kısa kısa değinmiş. En sonda da eğitim sistemimizden bahsetmiş. Tabiki kendi yorumları var. Ufuk açıcı bir kitap. İlgisi olanlara tavsiye
ederim. Tarih bilgisi, bilinci olan herkes İlber hocanın gözünden tarihe bir perde açabilir.
#Türkiye'ninYakınTarihi