Bilirim bir daha canlanmayacaktır heyhat.
Yüreğimdeki gömülü düşler ülkesi,...
Ve bir ordu kadar çoktur düşlerim!
Yüreğimde daracık mezarları.
Kafiyelerden bir kefene bürüdüm onları.
Sonra da oturup türküler yaktım.
Hüzünlü ve acılı..
Yalnızlığa dayanamaz hâle gelmişsindir, acıyla dolmuştur ruhun, kıpır kıpır canlı sözler işitmeye susamış olarak gidersin, bunlarsa; yeryüzünde ne kadar çiğnenmiş sakız, eskimekten eskimiş nice kitap, düşünce varsa, çıkarıp önüne koyarlar yut diye.
Hani bazen düşünüyorsun ya... bütün ruhuna zift gibi fikirler yapışıyor. Sonra birden her şey kaybolup kaçıyor senden... Uzak bir yerlere devrilircesine. Ve bir mahzen karanlığı kaplıyor ruhunu. Dehşet verici bir şey... İnsan olmaktan çıkıp dipsiz bir yarık haline girmiş gibisin...
İnsan hem yargıç hem suçlu olur aynı zamanda; kendi kendini yargılar ve kendi kendini yine kendi gözünde haklı göstermeye çabalar...ve, en tiksindiği en nefret ettiği kişiyle gece gündüz birlikte yaşamaya razıdır; yeter ki kendi kendisiyle baş başa kalmasın.