Sözler ve Alıntılar
Bilginin gücünün önemsenmediği bizim gibi kaderci toplumlarda yaratıcı çabalar özendirilmediği gibi, ezbercilik de pekiştiriliyor.
Sayfa 137Kitabı okudu
... her kitabında uyguladığı şablonların hiç farkına varmadan, yarattığı basit sevgi öykülerine kanıyoruz. Böylesi tuzaklara düşmemenin tek yolu seçici okur olmayı başarabilmekten ve kitapların alt metinlerini öğrenmekten geçiyor.
Sayfa 134Kitabı okudu
Suyun fotoğrafını çekmiştir o sırada . Su içindeki yaşamın ahenginden uzak, suyun devinimi ile bu devinimin ışıkla oynaşarak yol açtığı cümbüşe objektifini yöneltmiştir. Kıyiya bağlı irili ufaklı teknelerin rengârenk çizgileriyle buluşan ışığın zerafeti ile suyun salınımı, sanat tarihi içinde bilinen en büyük maharetle kullanılmış fırça darbeleri ve ustalıkla hazırlanmış renklerle rekabet eder gibidir.
Her biri diğerinden güzel olan ve saliseler içinde oluşup kaybolan böylesi büyüleyici bir tuval yüzeyi, hemen her fotografçıyı büyük bir ilgiyle kendisine baktırır.
O da, baktı uzun uzun!
Dolaştı, inceledi, ışığın uygun anını bekledi.
Coşkuyla deklanşöre bastı sonra.
"An"da oluşan ve kaybolup giden, geriye bırakılmayan; renkler, desenler, çizgiler, biçimler.
"Suya yapilmış tablo" gibi.
Yitip gitmesine hiç bir koşulda engel olunamayan o muhteşem renk cümbüşünü fotograf sabitleyebilir, fotografçı kalıcı hale getirebilirdi ancak.
Sayfa 383Kitabı okudu
... Yeryüzü diyor Schelling, çok ayrı çağların parçalarından ve rapsodilerinden bir araya gelmiş bir kitaptır.
...
Doğa dediğimiz șey bir șiirdir, gizemli mucizevi yazının içinde saklı bulunan șiir.. Ama bu dil herkese açık değil, tersine gizemli, gizli bir dildir. O, onu okumasını bilenin, yani filozofun önünde ancak açık olan bir dildir.
Sayfa 89Kitabı okudu
... yaşlı çift, çektiği fotografları küçük ekrandan ilgiyle izledikten sonra; "meğer ne kadar güzel șeyler varmış burumuzun dibinde de farkında değilmişiz" diyerek beğenilerini ifade ederler.
Bu çok kısa tanışıklığın ardından, mütevazı ve çok sıcak sofralarına davet ederler fotografçıyı, Israrla.
Sayfa 383Kitabı okudu
Yıllara yayılır yaşam; kırılıp dökülmelerle, çıkmazlarla sonu gelmez sancılarla, ama gene de tırnak ile kazıyarak tutunmaya çalışır insan. Var olmak için.
Sayfa 494Kitabı okudu
...
"Kıskanç, ruhu azap içinde ustalar vardır: Çırakları ve kalfaları, cehenneminde yaşarlar. Bildiğini bir türlü öğretmeyen,
doğrusu püf noktalarinı köşe bucak saklayan..." (kendi ustalarını kasteder). Gene de onlar için kötü söz söyleyemediğini, hatta
tersine övdügünü ama içten insan olsalardı, özgür olsalardı onları koyacağı "Ulu" luk mertebesine de koyamadığını hüzünle ifade
eder.
Kastedilen ululuk ise, teolojik ve hamasi ululuk değil, "Bilgelik" tir.
Yaşam koşullarının budayıp cüceleştirdiği bunca insan ruhu içinde; Engin ruhlu, zengin iç dünyasına, yaşama rengine sahip aşk dolu ustaların, uluların hasretiyle yiüreğinin yandığından söz eder usta. İnsanlığın yüz akı olarak nitelediği bu çaptaki ustaların
varlığına duyduğu hasreti biz de duyarız ister istemez, O' nun bu engin şirsel metnini tekrar tekrar okurken.
Sayfa 479Kitabı okudu