İlçede sinema yoktu. İle giderdik film izlemek için. Film altyazılıysa öpüşmezdin benimle. “Yazıları kaçırıyorum.“derdin. Sanırdın ki ben İngilizce bildiğim için bütün şarkıları, bütün filmleri ana dilimdeki şarkılar, filmler kadar iyi anlarım. Ben de alt yazılardan takip ederdim filmleri ama seni öpmek daha heyecan verici olurdu filmin diyaloglarını izlemekten. Sinema için ile gittiğimizde bir matineye zor yetişmiştik. Film Fransızcaymış. O gün seni öpmeye çalışmamışım. Filmden çıkarken; “ Evet bayım gördüğün gibi Fransızca herkesi eşit kılar.” demiştin.
Işık hızı değil evrenin sınırı; düşünce. Düşünmediğin yok. Çok düşündüğün çok, az düşündüğün az. Bütün evren düşünebildiğin kadardır ancak. Kavrayabilirdiğin kadarı bilgindir, fazlası yok.