Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gavur Mahallesi

Mıgırdiç Margosyan

Gavur Mahallesi Gönderileri

Gavur Mahallesi kitaplarını, Gavur Mahallesi sözleri ve alıntılarını, Gavur Mahallesi yazarlarını, Gavur Mahallesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim oralarda nedense erkek çocuklarının çoğuna Dikran adı verilirdi. Bu biraz da Diyarbakır'ın Ermenice isminin Dikranagerd oluşundan kaynaklanıyordu. Zamanla buralarda yaşamış kral Dikran'ın anısına hem hürmet, hem de anaların, babaların çocuklarını kral gibi görme arzusundan olsa gerekti.
Sayfa 57 - Aras Yayıncılık
Her şeyi de Tanrı'dan istemek biraz da ayıp oluyordu doğrusu.
Sayfa 49 - Aras Yayıncılık
Reklam
Dua edenler tez ölmez, çok yaşar, dua edenlere Tanrı istediğini verir, istediği her şeyi.
Sayfa 47 - Aras Yayıncılık
Zengin çocukları da ölür mü? Onlar da ölür, onlar da ölür ama geç ölür.
Sayfa 47 - Aras Yayıncılık
Peki, biz neden fakirdik? Babamın bunca çalışıp çabalamasına rağmen biz neden yine de fakirdik? Evet, evet bizim çok paramız maramız yoktu. Eğer zengin olursan evinin, damının direkleri de kalın, sağlam ve çok olur. Öyle yek, dü, de, car, penç, şeş dediğinde hemen bitmez, saymaya devam edersin, "Heft, heşt, neh, deh," daha sonra da on bir on iki on üç... Say sayabildiğin kadar... O zaman loğ taşından da korkmazsın, hatta onlar senden korkar, seni gördüklerinde o kocaman loğ taşları girecek delik ararlar... Zengin evlerinde ne duvarlarda delikler olur, ne de duvarlar kerpiçtendir.
Sayfa 47 - Aras Yayıncılık
Canım "malêz" çekti :ddd
Büyükanam, nenem, malez pişirirdi. Malez pişmeye yakın, üzerinde göz göz baloncuklar oluşur ve pıt pıt sesleriyle patlar dururdu. Pıtpıtlar malezin artık yeterince piştiğini ve ateşten indirmeye hazır olduğunu gösterirdi. Artık üzerine erimiş tereyağı ve pekmez dökmenin tam zamanıydı.
Sayfa 42 - Aras Yayıncılık
Reklam
Anamı öte tarafa, öbür dünyaya yolculadığımızda, ben onun tekrar geri döneceğini zannediyordum. Olmadı. Gelmedi. İki satır da yazmadı. Zaten yazamazdı, okuma yazması yoktu.Köylüydü anam, okuma yazma çağlarında, okulsuzluktan okula gidememişti, ama kendince daha çok işe yarar, çok daha faydalı şeyler öğrenmişti. İyi hamur yoğururdu. Hamuru güzelce yoğurduktan sonra, kalaylı bakır “teştin” içinde ekşiyip mayalanması için üstünü kalınca bir bezle örtmeden önce sağ elinin başparmağıyla hamurun üstüne küçük bir haç çizer, hamurun bu noktadan ekşiyip mayalanması için “Halil İbrahim’in bereketi içine olsun” der, dua ederdi. Sizler Halil İbrahim’i tanır mısınız? Ben Halil İbrahim’i ilk kez, bizim hamur teknesinin içinde tanıdım. Sonra da yemek masamızın çevresinde.
Sayfa 39 - Aras Yayıncılık
Biz akıllılar pek bilemeyiz, ama deliler işlerini iyi bilirler... Onlar için zaman çok önemlidir.
Sayfa 33 - Aras Yayıncılık
:Ddd
Hadi buradan başka bir gerçeğe de dokunalım, yan tutmadan şunu da açık seçik ve mertçe, dobra dobra söyleyelim: Biz Diyarbakırlılar nedense biraz fazlaca konuşup, onun bunun işine burnumuzu sokmaya can atar, bayılırız. Bunun niçini ise, ya şehrimizin havasından ya Karacadağ'dan kopup gelen buz gibi Hamravat Suyu'ndan, ya da kendimize olan aşırı güvendendir.
Sayfa 30 - Aras Yayıncılık
Haram Su
Hatta Kejo'nun gizlice, üç defa Haram Su'ya gittiği lafları da cabası. Haram Su, "Haram Su'dan atladım, Mantin kuşak bağladım..." diye başlayan türküye konu olan o ünlü suydu. Haram Su, Diyarbakır'da beden dedikleri tarihi sur dışındaki, sebze, has (marul) bahçeleri, bostanlar ve daha çok dut ağaçları arasından akıp gider, tarihi şehrin eskimiş, kırık dökük künklerinden sızan kanalizasyon artıklarıyla beslenip daha da kirlenir, açıkta akıp sonunda birkaç eskimiş, köhne değirmenin de paslı çarkını çevirdikten sonra, yorgun, perişan, bitkin bir halde kendini Dicle Nehri'nin kollarına teslim ederdi. Yöre inançlarına göre bu suyun üstünden üç kez atlayıp, dönen girdaplara, değirmen çarkları arasına düşüp bok yoluna gitmeyenlerin o andaki dilekleri Tanrı katına ulaşır ve tez cevap gelirdi.
Sayfa 29 - Aras Yayıncılık
953 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.