Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

6 Cilt

Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi

Burhan Bozgeyik

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Temsilciler meclisinin 272 üyesinden 222'si CHP'li idi. (Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı. Anayasa Hukukumuzun Gelişmesi ve 1961 Anayasası, s.151) İşte büyük ekseriyetinin CHP'li olduğu böylesine Kurucu Meclis 1961 Anayasasını hazırlamıştı. Bu heyetin içerisinde "solun fikir babası" olan ve Marksist fikir yapısına sahip pek çok kişi vardı. İşte bu gibi şahıslar,gayet ustaca hareket ederek kendi ideolojilerine yarayacak bir anayasa hazırlamak için çalışacaklar ve neticede muvaffak olacak, ülkeyi 20 yıl sancılar içerisinde kıvrandıran bir metin ortaya koyacaklardı. 6. Cilt
Sayfa 145Kitabı okudu
Cumhuriyet tarihinin 1950'den önceki devresi, "tek parti" idaresinin bulunduğu devredir. 1946'ya kadar bütün genel seçimlere yalnızca CHP katılmış, bu partinin tespit ettiği adaylar seçilmiştir. Ülke idaresinde yegane söz sahibi olan, bu parti ile bu partinin lideridir. 1938'den sonra bu partinin lideri "milli şef" olarak kabul edilmiştir. Her sözü kanun olan, aldığı kararlar asla tartışılmayan, kendisi hakkında menfi sözler kullanmak en büyük suç kabul edilen "miili şef" daha doğrusu "milli diktatör"... 6. Cilt
Reklam
"İş Bankasının ilk sermayesi de Hindistan'dan Mustafa Kemal'e gönderilen paranın geri kalanı idi. Bu para, millete ve devlete gönderilmişti. Mustafa Kemal el sürmemeli idi." (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, s.455-457)
Sayfa 373Kitabı okudu
Halki Yenmek!
Atatürk'ûn Türkiye'de gerçekleştirdiği inkılapları anlatırken, "Dini esasları yıkarak Türk halkının ve Türk milletinin görüşlerini değiştirdi" İfadesini kullanan İngiliz Tarihçisi H.C.Armstrong, "Creywoolf' İsimli eserinde İnkılâpları 'halkı yenmek' şeklinde yorumluyor: "Atatürk başlamış olduğu geniş şûmûllü yıkım eylemini başardı. Türkiye'nin kokuşmuş ve bozuk geçmişinden koparılması gerektiğini kabul etmişti. Türkiye'yi çevreleyen bütün enkazları kaldırmak gerekiyordu. O fiilen eski örgüyü yıktı. Saltanatı demokrasiye çevirdi. Büyük bir imparatorluktan küçük bir bölge devleti meydana gelirdi. Dine dayalı bir devleti bir cumhuriyet hâline gelirdi. 'Sultanı kovdu. Osmanli İmparatorluğuyla bütün bağlarını kopardı ve ondan sonra halkının bütün düşüncelerini, eski zihniyetini, âdet ve geleneklerini, huy ve giyinişlerini, konuşma tarzını ve gündelik hayatını kısacası onu geçmişe bağlayan ve Doğu cemiyetlerine has olan hususiyetlerini değiştirdi. Doğrusu bunlar, bir siyasi mekanizmayı yeniden meydana getirmekten çok daha zordu. Giriştiği eylemin zorluğunun farkındaydı ve bir keresinde şöyle demişti: Düşmanları yendim, memleketi kurtardım, ama halkı yenebilir miyim?' * (Age,287)
"Bu cereyanlar nihayet TpCF'nı meydana getirdi. Onların tek bir endişeleri vardır ve bütün bu yeni cereyan bu endişeden doğmuştur: diktatörlüğün, istibdadın önüne geçmek. Reis-i cumhura fazla hak verilmesi birgün bu makama gelecek eşhasın tahakküm ve istibdadını intac edebilirdi. Bunu ancak birinci fırkanın harekatını daimi bir kontrol altında bulundurabileceği ikinci fırka yapabilirdi. Reisicumhurun istibdadına, eski fırkanın vaziyeti suistimal etmesine ancak böyle bir emniyet sübabı mani olabilirdi. İşte TpCF'nı doğuran en büyük amil budur." (M. Tunçay, Tek Parti Yönetiminin Kurulması, s.125)
Sayfa 421Kitabı okudu
İhtilal heveslilerinin hemen hemen hepsi, "Atatürkçülük adına" ihtilale karıştıklarını söylemişlerdir. Onlara göre, "Atatürkçülük adına" dendi mi akan sular dururdu ve her türlü hareket meşru hale geliyordu. O devirdeki ihtilalcilerin yapısına bakıldığında hemen hemen hepsinin, milli iradeyi şekillendiren halka, "cahil oy çoğunluğu" olarak baktıkları görülür. Onlara göre seçmenler "kalitesiz"di. Seçmeyi bilememekteydi. Hadiselerin gelişmesine bakıldığında bütün maksadın, mevki-makam kapmak, zorla milletin tepesine geçerek, sürü olarak gördükleri milleti diledikleri istikamete sevketmek arzusu olduğu görülecektir. "Vatan! Millet! Sakarya" nutukları ise işin edebiyat tarafıdır. Öyle ya, "Edebiyatsız ihtilal" olur muydu? 6. Cilt
Sayfa 375Kitabı okudu
Reklam
Büyük Doğu Mecmuasının 29. sayısında yer alan "Lozan'ın İçyüzü" başlıklı makale , daha önce de sözünü ettiğimiz gibi, Türklerin İslamiyete sırt çevirmeleri halinde müstakil bir devlet olarak tanınacağı iddiasını ortaya atmış ve bunun için de İsmet Paşa ile İngiliz delegasyonu başkanı arasında müzakereler cereyan ettiğini yazmıştı. İthamın muhatabı olan İsmet İnönü ise o yazıdan sonra 23 sene daha yaşadığı halde hadiseyi tekzip etme cihetine gitmeyerek sukütiyle tasdik etmiştir. 4. Cilt
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.