Steinbeck'in okuduğum ilk romanıydı. Bu kadar muazzam bir eser okuduğum için kendimi şanslı ve mutlu hissettim. Gerçekten etkisinden çıkamadım. Amerika'nın büyük buhranını sizi içine sürükleyerek anlatıyor. Kapitalizmin nasıl vahşi bir yaratık olduğunu gözler önüne seriyor. Evlerinden topraklarından kovulmuş bir grup çiftçinin yollara dökülmesi, yollarda çektikleri sıkıntıları, bir parça ekmek için insanların ne kadar dibe vurabilecegi çok acı şekilde işlenmiş. Sizin de taa icinizde bu acıyı hissedeceğiniz bir kitap. Anne'nin ailesini nasıl ayakta ve bir arada tutma çabası, Tom'un çırpınışları, Baba'nın elinden kayıp giden otoritesi, Roshasharn'ın umutsuzca bebeğini beklemesi hepsiyle bütünleşerek o aileden biri olup acılarını en derinlerde hissediyorsunuz. Sonunun daha açık ve daha mutlu bitmesini yürekten isterdim. Lakin Dünyanın acı gerçeği bu her zaman mutlu son yoktur...