Yanmam kırılan geçmişime
Ölüm uykusu, gelirken yüzüme
Urgancı sık dokusun ipini
Gelmesin kimse üzerime…
Yalnızlıklar darp ederken benzi
Süzülerek nasıl geçer ruhum denizi
Temizlenmez artık, yorma kendini
Kalbime sürdüğün lekenin izi…
Ne bulutlar ne de bulutlardan akan gözyaşı.
Söndüremez, içimde durmadan yanan kor ateşi.
Zerre zerre kararır gönlüme açtığım sayfa.
Ve geçen yıl aşkına yaktığım, sevda güneşi.
Doğar karanlık dünyama, bu neyin neşesi…
Geceyi karanlığa boğan dakikalar
Beni sonunda ensemden yakalar
Bir türlü yanıma yaklaşmaz
Uzaktan sesini duyduğum ayaklar…
Gözlerim fal taşı, gibi olur
Yuvasından fırlar durur
Ne varlığı düşünürüm ne yokluğu
Kalbim bir tıklamayla durur…