Geleceğin İnsanı

Alaeddin Özdenören

Geleceğin İnsanı Quotes

You can find Geleceğin İnsanı quotes, Geleceğin İnsanı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İnsan kardeşliği görüntü, ırkçılık gerçek
Nasıl bir kuş yuvayı yapmasını, aslan avlanmasını bilmeden varlığını sürdüremezse, insan da bu dünyadaki işlevinin bilincine varmadan erdemin egemenliğini gerçekleştiremez.
Reklam
İnsanın yüzündeki maske ne kadar katı ve umursamaz olursa olsun, ruhunda büyük bir susuzluk var.
Ahlakı, mantık sayısı üzerine kurma iddiası filozofların ve bilim adamlarının kafalarından doğmuştur. Çünkü bu insanlar, nazari meselelerde mantık önünde eğilmeye alışmışlar, bu alışkanlıklarından ötürü de bütün insanlık için mantık, “her konuda mutlak otoritedir” fikrine sürüklenmişlerdir. Gerçekten bilim adamı, eşyanın mantığına uygun hareket etmek zorundadır; bunu yapmadığı sürece başarıya ulaşamaz. Diyelim, kurmuş olduğu varsayımı, olaylar doğrulamıyorsa bu varsayımdan vazgeçmek zorundadır. Kaldı ki hayatın bu konuda keyfîliğe tahammülü yoktur. Bu sahada atılacak yanlış bir adım, hayatımızı doğrudan doğruya etkiler; daha önce de değindiğimiz gibi, yanlış varsayımlardan hareket edilerek yapılmış bir bina çöker, uçak düşer, köprü yıkılır. Fakat biz buna dayanarak, hareketlerimize her zaman mantık koyma sonucunu çıkaramayız. Yani ahlaki sahada düşüncenin nazari faaliyetine saygı gösterebilir, onu beğenir, takdir edebiliriz; fakat bütün bunlar, egoizmle ihtirası susturmak için yeterli değildir. İşte filozofların yanıldığı nokta da burasıdır.
Sayfa 40 - İz Yayıncılık
Antik çağın devlet görüşünü, Rönesans’ta ortaya çıkan duygu ve düşüncelerle bağdaştıran ilk düşünür Machiavelli olmuştur. Kilise'nin otoritesi çözülünce, İtalya şehir devletleri ve antik ‘polis'ler yeniden canlanmış ve birbirleriyle çekişmeye başlamışlardı. Machiavelli, ülkesinin kurtuluşunu, güçlü ve birlikli bir millî devlet idesinin
Sayfa 134 - İz Yayıncılık
Reklam
Batı uygarlığının özü bu. Sürekli koşuşma, sürekli değişiklik, sürekli yenilik, bir tehlike ve bir hız tutkusu. Bu uygarlıkta kapılar her türlü tartışmaya, sapmaya, ayrılığa açık bırakılmıştır. Çünkü yorum, bireylerin kişisel yargılarına bırakılmış ve salt akla dayandırılmıştır. Aklın tek başına izleyeceği yol, elbette bir sömürü yolu olacaktı.
Sayfa 168 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Mevlana
“Mutlak hakikati aramada akıl yalnız başına çamura saplanmış merkep gibidir.”
Sayfa 180 - İz Yayıncılık
Tüm yeryüzü kaynakları sorumsuzca tüketilmekte ve tahrip edilmektedir. Eşya ulaşılacak son nokta olmaktadır. Doğayı egemenlik altına alma yolunda bir girişim olan teknolojik gelişme, baş döndürücü bir hızla sürmekte, insanın kendisi ise bu gelişmenin çok gerisinde kalmaktadır. Doğaya dönük araştırmanın alabildiğine geliştiği, insana dönük araştırmanın ise alabildiğine durgun olduğu bir toplumda, maddeye egemen olmak isteyen insanın, maddenin egemenliğine girmesi, bu uygarlığın kendi iç dinamiğinden doğan bir çelişkidir. İnsanın bir ürünü olan teknoloji, insanı kendisine râm etmiştir.
Sayfa 169 - İz Yayıncılık
Kant'ın 'gerekir çünkü gerekir' (kategorik imperatif) dediği ve akılda apriori olarak var olduğunu iddia ettiği ahlak kanunu, aslında toplum zaruretinden başka bir şey değildir. Kant, insanın mükellefiyete rasyonel yoldan ulaştığından mükellefiyetin de bizzat rasyonel olması gerektiği sonucunu çıkarıyor; yanıldığı ya da aldandığı nokta da burasıdır. Aklın gördüğü iş, içtimai zaruretlere uyan bir hareket tarzına, daha fazla bir mantık birliği koymaktan ibarettir. Yoksa insan, sırf mantık birliği için menfaat, ihtiras ve gururunu feda etmez. Akıl, içtimai zaruretlerden bağımsız, tek başına düşünüldüğünde, ileri sürülen her gerekçeye, başka bir gerekçeyle karşılık verebilir. Tek başına akıl ya da salt akıl, insanı egoizme ve ferdiyetçiliğe sürükler. Filozofların insanlığı akılda birleştirme çabalarının bir sonuç vermeyişinin nedeni budur.
Sayfa 33 - İz Yayıncılık
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.