Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Geleceğin İnsanı

Alaeddin Özdenören

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nasıl bir kuş yuvayı yapmasını, aslan avlanmasını bilmeden varlığını sürdüremezse, insan da bu dünyadaki işlevinin bilincine varmadan erdemin egemenliğini gerçekleştiremez.
Reklam
İnsanın yüzündeki maske ne kadar katı ve umursamaz olursa olsun, ruhunda büyük bir susuzluk var.
Ahlakı, mantık sayısı üzerine kurma iddiası filozofların ve bilim adamlarının kafalarından doğmuştur. Çünkü bu insanlar, nazari meselelerde mantık önünde eğilmeye alışmışlar, bu alışkanlıklarından ötürü de bütün insanlık için mantık, “her konuda mutlak otoritedir” fikrine sürüklenmişlerdir. Gerçekten bilim adamı, eşyanın mantığına uygun hareket etmek zorundadır; bunu yapmadığı sürece başarıya ulaşamaz. Diyelim, kurmuş olduğu varsayımı, olaylar doğrulamıyorsa bu varsayımdan vazgeçmek zorundadır. Kaldı ki hayatın bu konuda keyfîliğe tahammülü yoktur. Bu sahada atılacak yanlış bir adım, hayatımızı doğrudan doğruya etkiler; daha önce de değindiğimiz gibi, yanlış varsayımlardan hareket edilerek yapılmış bir bina çöker, uçak düşer, köprü yıkılır. Fakat biz buna dayanarak, hareketlerimize her zaman mantık koyma sonucunu çıkaramayız. Yani ahlaki sahada düşüncenin nazari faaliyetine saygı gösterebilir, onu beğenir, takdir edebiliriz; fakat bütün bunlar, egoizmle ihtirası susturmak için yeterli değildir. İşte filozofların yanıldığı nokta da burasıdır.
Sayfa 40 - İz Yayıncılık
Mevlana
“Mutlak hakikati aramada akıl yalnız başına çamura saplanmış merkep gibidir.”
Sayfa 180 - İz Yayıncılık
Reklam
(..) açık toplum, ilahî site, ilkece bütün insanlığa açıktır, kapalı toplum ise kendisinden başkasını dışarıda bırakır. İnsanlığın kapalı toplumlardan açık toplumlara geçmesi, ilahî dinler sayesinde mümkün olmuştur. Peygamberler insanları Allah sevgisinden yola çıkarak insan soyunu sevmeye çağırıyor. Felsefe hareketleri ise bunu başaramamıştır; çünkü filozoflar, yalnız akıldan yola çıkarak insanlığın ortak yönü olan akılda insanlığa baktırıyorlar. Oysa ne kapalı toplumda, ne de açık toplumda iradeyi etkileyen güç akıldır. Kapalı toplumda iradeyi etkileyen güç, toplum baskısıdır; bu baskı insanlarda sosyal alışkanlıklar doğurur ve insan bu alışkanlıklar sayesinde toplumun isteklerini âdeta farkında olmaksızın, otomatik bir tarzda yerine getirir. Akıl ise toplumun isteklerine inandırıcı gerçekler bulmakla yetinir. Deyim yerindeyse kapalı toplumlarda sosyal alışkanlıklar, hayvan topluluklarındaki içgüdülerin karşılığı oluyor. Açık toplumda ise iradeyi etkileyen güç, toplum baskısı değil, Allah inancı ve sevgisidir. Din, baskı yapmaz; sadece davet eder ve çağırır. Nitekim İslam: “Dinde zorlama yoktur” ilkesini getirmiştir. İnsanlığı ilahî bir sitede birleşmeye çağırmıştır. Büyük din yenileyicileri, iman heyecanının kaybolduğu, dinin bir alışkanlıklar sistemi halini aldığı toplumlarda, alışkanlık perdesini yırtar ve insanları yeniden bir iman ve aşk heyecanı içine atarlar. Onların misyonu budur: Kalpleri tutuşturmak.
Sayfa 31 - İz Yayıncılık
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.