İlkelerimiz her karşılaştığı konjonktürde eğilip bükülüyorsa, kendimize şu soruyu sormalıyız:
Ben günün ve gücün adamı mıyım, yoksa hakikatin mi? Ben gerçekten hadiseleri ilkesel mi değerlendiriyorum, yoksa pozisyonel mi? Eğer tüm değerlendirmelerimiz pozisyonel ise orada fikir namusu ve hakikatten söz etmenin gerçekten anlamı kalmamıştır.
Sayfa 41