Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

General Trikupis & Hatıralarım

Nikolaos Trikupis

General Trikupis & Hatıralarım Sözleri ve Alıntıları

General Trikupis & Hatıralarım sözleri ve alıntılarını, General Trikupis & Hatıralarım kitap alıntılarını, General Trikupis & Hatıralarım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
trikupisin gözünden türklerin milli mücadelesi hakkındadır.
Küçük Asya'daki Türk hükümetinin bir tek gayesi vardı: her ne suretle olursa olsun, cephedeki ordunun takviyesi. Mustafa Kemal mutlak bir diktatörlük tatbik ettiğinden her türlü muhalefeti, cesaretsizlik ve korkaklığı şiddetle takip memleketteki vatanseverliği takviye ediyordu. Personelin tasarruf edilmesi için dairelerin sayısı azaltılmış, dahili hizmetler kısılmış ve bu iş genel kurmay ile Milli Savunma Bakanlığına bile tatbik edilmişti. Küçük Asya'nın para, yiyecek ve malzeme olarak nesi varsa hepsi cephedeki orduya tahsis ediliyordu. Avans ile çifte maaşı ancak cephede canlarını tehlikeye atan subaylar alıyordu. Buna mukabil, cephe gerisinde bulunanlar, yaralı dahi olsalar bir şey alamıyorlardı. Hatta, cephe gerisindeki subaylar, cephede kendi rütbelerini taşıyanların aldığı maaşın yarısını almakta idi.
"Anadolu ordusu, taarruz hazırlıklarına 25 Ağustos 1922 de başladı ve imkanları bir hayli tükenmiş olan düşmandan mutlak surette üstündü.
Reklam
6-7 Eylül öncesi
İsmet Paşa Ege gezisi sırasında Uşak'a uğradı, fakat iktidar onu şehre sokmamak için acemice tertiplere girişti. İnönü'nün başına taş atılması olayı da bu sırada vukubuldu. Kurtuluş Savaşı sırasında Uşak civarında Yunan ordularının bozulmasile Yunanlı başkomutan Trikupis'i esir alarak Atatürk'e götürmüş olan bir İsmet Paşa'nın 1922'de bir kurtarıcı olarak girmiş olduğu şehre sokulmaması ve başına taş atılması, iktidara karşı olan antipatinin dozunu arttırdı.
Aristo der ki; "Fıçı dolusu akıla bir damla talihi tercih ederim."
Sayfa 107Kitabı okudu
Uşak dışında esir olup o zamanki Türk ordusu kumandanı İsmet Paşa'nın (bilahare Türkiye Cumhurbaşkanı olmuştur) dairesine götürüldüm; o da beni Mustafa Kemal'e götürdü.
Sayfa 103Kitabı okudu
(birinci balkan savaşı sırasında)
20 ekimde vuku bulan Yenice savaşında III. Tümen 6ncı ve 10uncu taburlariyle muharebe ediyordu, 12nci taburu ihtiyatta kalmıştı. Sabahın saat onunda, savaşan iki taburun (6 ve 10uncu taburlar) yanında muharebeyi takip ettiğim sırada, Tümen Komutanının yaveri İlarhos V. Kapsambelis, Tümen Komutanı adına yanıma gelerek bana bir emir getirdi. Bu emre göre, Komutanın yanına, yardıma gidecektim. 400 metre kadar geri çekilince İlarhos Kapsambelis, bir sigara yakmak üzere durmamızı rica etti. Durduk! Tam sigarasını yakarken şakağından bir kurşun yedi ve cansız yere düştü.
Reklam
"Mustafa Kemal Atatürk mutlak bir diktatörlük tatbik ettiğinden her türlü muhalefeti, cesaretsizlik ve korkaklığı şiddetle takip, memleketteki vatanseverliği takviye ediyordu."
"Uşak dışında esir olup o zamanki Türk ordusu kumandanı İsmet Paşa'nın dairesine götürüldüm, o da beni Mustafa Kemal'e götürdü. Mustafa Kemal'in odasına girdiğim zaman o ayağa kalkarak dostane bir şekilde beni karşıladı ve Fransızca hitap ederek şunları söyledi: -Unutmayın ki, Koca Napolyon da esir olmuştu. -Siz vazifenizi tam olarak ve sonuna kadar yaptınız, biz de sizi takdir ve size hürmet ediyoruz. -Siz burada esir değil, misafirsiniz."
İsmet Paşa'nın İnönü Soyadını Alması
"Türk Avgin köyünün adı Yunanca olup Avşin (boyun) kelimesinden gelmektedir. Türkler Avgin savaşında, Avgin köyünün 16 km. Kuzey-Batısında bulunan ve demiryolu istasyonuna sahip İnönü köyünden dolayı bu savaşa İnönü savaşı derler; buna Küçük Asya savaşlarının en kanlısı nazariyle bakarlar ve Türkiye cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından Türklerin soyadı almaları emredilince, bilahare birçok seneler Türkiye cumhurbaşkanı olan General İsmet, İnönü soyadını aldı ve şimdi adı İsmet İnönü'dür."
Bütün gün devam eden Angin savaşı, en kanlı savaşlardan biri olmuştur. Bizimle kıyas kabul etmiyecek kadar fazla sayıda Türkle çarpışıyorduk. Subaylarla askerlerin hareketi sırf yiğitlik ve fedakarlıktan ibaretti. Fakat Türkler de işitilmemiş bir cesaret ve taassupla dövüşerek birbirini takip eden mukabil hücumlar yaptılar.
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.