Beyinleri ve vicdanları bu çevrede soysuzlaşmış ve boğulmuş insanlara böylesine önemli bir adalet görevinin nasıl emanet edildiği düşünüldüğünde titrememek mümkün değildi.
“Senin sözünü ettiğin gazete halkı zehirleyen bir lağım, yalanlarla, pisliklerle dolu. Belgeleri tahrif eder, yazılar altüst edilir, cahil halkın beyni budalaca masallarla doldurulur…”
Kısaca söylemek gerekirse bütün yargı camiası altüst olmuştu ve sürekli öfke, hiddet ve korku bunalımlarıyla sarsılarak insan adaletinin çürüyen binasını yıkacak olan büyük felaketi bekliyordu.