Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçek Atatürk

Faruk Güventürk

Gerçek Atatürk Gönderileri

Gerçek Atatürk kitaplarını, Gerçek Atatürk sözleri ve alıntılarını, Gerçek Atatürk yazarlarını, Gerçek Atatürk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir ruh oldun ruhumuzu, bir fikir oldun dimağımızı, bir kalb oldun bünyemizi ve bir vicdan oldun benliğimizi doldurdun. Atatürk'üm: Sana hepimiz âşığız. Sana hepimiz meftunuz ve sana hepimiz müştakız. Çakıllanmak, çalılanmak istenen yollarını açmak, milletimizi o yoldan istediğin medeniyete götürmek bizim artık namus borcumuzdur. Elimizde bir bayrak gibi Sen, gönlümüzde en plâtonik bir aşk gibi Sen olarak koşacağız...
Sayfa 428Kitabı okudu
Partizanlık, ağalar ve zümrenin emrinde koşmak sizlere şeref getirmez. Servet getirmesinin ise idealist insan gözünde hiçbir değeri yoktur. Millete hizmet gibi büyük bir şeref daima edna servete tercih edilmelidir. Her zaman vicdanının sesini duy. Para şakırtısı, şehvet fıkırtısı değil millet ideali, vatan aşkı, ATATÜRK ruhu sizin hâkiminiz, yol göstericiniz olsun. Bir partinin veya bir zümrenin adamı değil ATATÜRK gibi bütün dünyanın adamı olmaya çalışınız. O zaman daha çok yükselecek, daha çok itibar kazanacak ve bu milletin hakikî sevgilisi olacaksınız.
Sayfa 420Kitabı okudu
Reklam
Namık Kemal'in dediği gibi; Yüksel ki yerin bu yer değildir, Dünyaya geliş hüner değildir.
Sayfa 422Kitabı okudu
ATATÜRK, hayatının her safhasında kahraman Türk milletine mensup olmakla ve Ona hizmet etmekle iftihar etti ve böylece büyüklüğüne büyüklük kattı. Bütün ömrü boyunca korku ve mağlubiyet tanımadı. Şuurlu dehası ile Türk milletini daima zaferlere götürdü.
Sayfa 425Kitabı okudu
“Gençler; Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin. Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için hakiki mefkûre ne ise onu görecek, o hedefe doğru yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeğe çalışacaktır. Fakat sen buna mütehammil olacaksın. Önüne nihayetsiz manialar çıkaracaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkki ederek kimseden yardım gelmeyeceğine kâni olarak bu maniaları aşacaksın. Bundan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere güleceksin!..” -Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 423Kitabı okudu
Memleket iktisadi buhranlara sürüklenirken, ahlâk ve haysiyet yok edilirken, ATATÜRK ilkeleri katl olunurken, yobaz alabildiğine ürer türerken, hürriyetler kısılırken ve bu uğurda genç Türk yavruları şehit edilip yere serilirken, soruyorum sizlere, ey vicdanlarının ipini genel başkanlarının eline vermiş olanlar hanginiz kıpırdadınız, hanginiz gözden düşmeyi göze aldınız? Hayır, hiç biriniz. Yaltaklanmak için yarış ettiniz, önünüze atılan lokmalara korkunç bir hırsla hücum ettiniz ve sonra da dönüp dejenere ve megoleman sadist insanları elleriniz patlayıncaya kadar alkışladınız ve şimdi de halâ öyle yolların açılması çabasındasınız.
Sayfa 422Kitabı okudu
Reklam
Politika hayatında üç buçuk zengin şahsın veya mütegallibenin değil, milletin adamı olarak çalışırsanız, onun kalbinden ve ruhundan geçen yolu bulur, oradaki sevgi ve hürmet çiçeklerini derleye derleye onun başına hakiki bir taç olursunuz ve isminiz ebedileşir. Aksi takdirde on defa da seçilseniz, mirasa konmak için ölümünüzü bekleyen bir çok evlat ve damatlara sahip, bir çok apartmanlara malik olabilirsiniz amma milli hafızada ne isminiz kalır ne de nişanınız. Kazanacağınız sadece bir hüsrandır. Mezar taşınıza ancak şeref unvanınız yazılır, apartman sayısı değil.
Sayfa 420Kitabı okudu
Kendinizi hiçbir mevki ve makamda milletinize selâmlatma hevesine kapılmayın. Kendinizi onun üstünde ve ona hâkim kabul etmeyin. Bilmelisiniz ki Türk milleti büyük insanlar yetiştirmek hususunda velûttur. Sizleri ve tarihin yüz binlerce büyüğünü yetiştiren, doğuran odur. O selâmlamaz, selâmlanır. O minnet duygusu duymaz, minnet edilir. Toprağın her karışını kanıyla ıslatan o yüce varlık hiçbir şahsın önünde eğilmez. O sadece ecdadının kanının sembolü sancağın önünde eğilir ve selâmlar.
Sayfa 419Kitabı okudu
1950’den sonra kendimizi bir şey sanıyor ve burnumuzun ucunu dahi göremeyecek kadar başımız havada yürüyoruz. İktidar sandalyesine ayak basar basmaz kendimizi derhal ATATÜRK'ten üstün görme hastalığına tutuluyor, yeni yeni icatlarla kendimizi göstermek milleti maceraya atmak yoluna gidiyoruz. Bu basit insanlara; her gün baktıkları dev aynalarını kırıp kendilerini olduğu gibi gösterecek bir ayna bulup tutabilsek, belki endamlarını ve cüce varlıklarını görür de utanırlar.
Sayfa 418Kitabı okudu
Görülüyor ki, kültür verilmedikçe partiler sosyal kanunlar esasına göre kurulmadıkça ve belirli dâvaların müdafii bulunmadıkça, zümre paralarıyle, şahsi menfaat duygularıyla, küçük insanlar elinde ve küçük işler peşinde koşuldukça, memlekete zararları adetleri ile mütenasiptir. Tekrar ısrarla üzerinde durarak söylemek lâzımsa bu memleketin bir tek ihtiyacı vardır ve bu ihtiyaç sağlandığı takdirde millet de, vatan da selamete ulaşır. Bu da her sahada bizi yükseltecek olan Kemalizimdir.
Sayfa 418Kitabı okudu
Reklam
Hükümet mali kudretimizle gayri mütenasip ve bugünkü nesil için gayri müsmir (verimsiz) masraflara girişmiş ve bu masrafları temin için halkın tahammülü fevkinde vergiler koymuş. Dahili sanatlar ve mahsüllerimiz hakkıyle himaye ve teşvik edilmemiş olması yüzünden ihracatımıza seneden seneye noksan ârız olmuştur. Hükümetçe ihtiyar edilen fedakârlıkların mühim bir kısmı pek ağır faizlere ve diğer kısmı da ecnebî ithalâtına ve dolayısiyle döviz mübayaasına sarf edilmiştir. Milli paramız endişeli surette sukut etmek tehlikesini gösterinceye kadar paramızın kıymetini tesbit için esaslı bir tedbir alınmamıştır.
Sayfa 411Kitabı okudu
Şu veya bu zümre namına bir milletin istikbalini heder etmek en ağır bir sorumluluktur. Politikacı denen zümrenin mevki ve sandalye ihtirası yüzünden medeniyet âleminde geri kalmış ve oy pusulaları kanalıyla orta çağın cehline yuvarlanmış ve ATATÜRK'ün dediği gibi medeni olmadığı için medeni olanların ayakları altına düşecek bir milletin gelecek nesilleri, elbette hesap soracaklar ve sebep olan politikacılar sağ değilse mezarlarındaki kemiklerini dahi bu vatan toprağından dışarı atacaklardır. Milletleri yalnız dünya görüşleri değil menfaatler de parçalar. Bu husus bilhassa kültürü az milletlerde daha bârizdir. Milletin selâmeti ve bakâsı için onu yükseltecek müşterek ideallere sadakat esastır. Türk milletinin müşterek ideali ise ancak ve ancak Kemalizmdir. Partiler bu ideal etrafında toplanıp bunu geliştirmeğe, eğer buna muvaffak olamıyorlarsa dağılıp kaybolmağa mecburdurlar. Bu ayni zamanda milli vatani ve vicdanî bir borçtur da.
Sayfa 406Kitabı okudu
Acaba nasıl yapsak da halkı aldatsak, onun zavallı cehaletinden faydalanıp vaitlerde bulunsak, ormanları onlara peşkeş çektirip nasıl reylerini alsak, yobazı nasıl üretip inkılâpları çiğneyerek oy pusulalarını kapışsak ve neticede iktidar sandalyesine çıksak. İşte bizi çıkmaza götüren temelsiz kurulmuş, eğitimsiz ve milli vasıf ve karakterimiz nazarı itibare alınmadan tesis edilmiş olan çok particilik oyununa düşmüş olmamızdır. O halde kaybolan Kuvayı Milliye ruhunu ve “Hâkimiyet Kayıtsız şartsız milletindir.” düsturunu ATATÜRK'ün yolundan giderek bulmak, halkın vasıf ve karakterlerini göz önünde tutup milli isteklerimize cevap verecek, halkı sömürmekten uzak, namuslu idareciler elinde bulunan münevver bir parti etrafında toplanmak mecburiyetindeyiz.
Sayfa 406Kitabı okudu
“Filvaki vatanımıza ve istiklâlimize göz dikenlere yalnız askerlikçe galebe etmek kâfi değildir. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların, her türlü ümitlerini kıracak şekilde siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lâzımdır. Hiç şüphe yoktur ki, ziraat ve ticaretimizin geri olması memleketimizin ekseri kısımlarının harap ve ahalimizin fakir bulunması, ulaştırma ve vasıtalarımızın mahdut olması, eğitimimizin herkese ve her yere lâyıkiyle nüfus edemeyerek sosyal hayatımızın en büyük düşmanı olan cehalet, vesaire gibi sebepler, milletimizi fakir ve zayıf düşürmekten hâli kalmamış ve kalmayacaktır. Binaenaleyh kurtuluş ve bağımsızlık için yaptığımız savaşı tamamlamak ve Cenabı hakkın milletimize verdiği istidat ve kabiliyeti azami derecede geliştirmek ve memleketimize bahşeylediği bilcümle kuvvet ve servet kaynaklarından âzami surette faydalanarak zafiyet sebeplerimizi ortadan kaldırmak için bundan böyle hiçbir fırsat ve vakti kaybetmeyerek çalışmaya mecburuz.” -Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 401Kitabı okudu
Çoluğu çocuğu aç, evinde yakacak bir gram odunu olmayan, fakat meyhanelerde zevk ve safa âleminde yalpa vuran bedbaht aile reisi ve kardeşleri durumuna düştük. Tarlasını bırakan köylü akın akın şehre geliyor, okullar kapanıp hafiz mektepleri açılıyor. Ağalar idare adamlarını kovuyor. Talebei uluma benzer yobazlar sinemaları taşlıyor, ziraat memleketi olmamıza rağmen bir başka milletin gönderdiği buğdayla geçinmeğe çalışıyoruz. Meyvacılığımız, balıkçılığımız, pamuk sanayimiz, şeker istihsalimiz, turist konumuz ve elektrik davamız hepsi sallantıda olmasına rağmen aylar ve aylar geçiyor ve geçecek şu liderin ötekine, ötekinin berikine hücum ettiğini, saldırdığını görüyor, Misaki Milli hudutları içinde yaşayıp tek bir bayrak uğruna seve seve kan dökecek olan Türk milletini, birbirlerine bıçak çekip kan içecek kadar düşman hale getirmeye uğraştıklarını acı acı müşahede ederek içimiz sızlıyor. Ve Allaha sesleniyoruz ki: (Yarabbi, ne olur bize O Atatürk'ü kısa müddet için dahi olsa gönder de yine Onun etrafında ve Onun tek şefliğinin kumandası altında toplanıp elbirliği ile medeniyete yönelelim. Hür vicdanımızla, dinimizi de karartma çabasında bulunan menfur yobazı, hırsının hududu bulunmayan gerici politikacıları saf dışı ederek, çok erken bizden aldığın Atamızın yoluna ve gayesine kavuşabilelim. Bizi bu haris, bu Türkiyeden başka her şeyi düşünen partizan politikadan partizan kötü politikacılardan kurtar.)
Sayfa 390Kitabı okudu
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.