Dünya mutluluğunu varlıkların paylaşımında gören budala kimdi? Bu devrimci hayalperestler bir toplumu yıkıp başka bir toplumu kurabilirlerdi, ama herkese eşit düzeyde pay vermekle insanlığın ne mutluluğunu arttırabilir ne de acısını azaltabilirlerdi. Hatta dünyada var olan mutsuzluğu arttırırlardı, içgüdülerin o yeterli doyumunu, tutkuların doyumsuz acısına dönüştürdükleri gün, yeryüzündeki köpekler bile acı acı ulumaya başlardı. Yok yok, en iyisi doğmamış olmak ya da bu kaçınılmazsa, dünyaya bir taş olarak, daha da iyisi gelip geçenlerin ayakları altında ezilse bile kanı akmayacak bir kum tanesi olarak gelmekti.
Emile Zola'nın "Germinal" romanı, 19. yüzyıl Fransa'sında madencilik endüstrisinde çalışan işçilerin yoksulluğunu ve sınıf mücadelesini konu alır. Roman, güçlü bir sosyal eleştiri sunar ve insanların acımasız koşullar altında nasıl yaşadıklarını ve mücadele ettiklerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder.
Romanın baş kahramanı Etienne, madenlerde çalışan bir işçidir ve sınıf mücadelesinin ateşli bir savunucusudur. Etienne, diğer işçilerin de yaşadığı koşullara şahit oldukça, patronların ve yöneticilerin insanları nasıl sömürdüğünü ve onların çıkarları için nasıl çalıştırdıklarını daha iyi anlamaya başlar. Bu duruma karşı çıkan Etienne, diğer işçilerle birleşerek haklarını savunmak için mücadele etmeye başlar.
"Germinal", Zola'nın gerçekçi anlatımı sayesinde okuyucuları sarsar. Roman, insanların hayatta kalmak için mücadele ettikleri acımasız koşulları, açlık ve sefaleti, doğru ve şaşırtıcı bir şekilde bizlere yansıtır.