Pek çoklarına göre Melih Cevdet, Gizli Emir’de olağanüstü hâli anlatır. İsa’nın Güncesi ile birbirini tamamlayan, iki ohal romanıdır Gizli Emir ve İsa’nın Güncesi. Görünürde böyledir evet, Anday zaman ve mekan kavramlarından bağımsız, ihtilallerin toplum ve birey üzerindeki etkilerini incelerken birey toplum ilişkilerinde toplumsal bir baskı(?) olarak evlilik kurumunu da ihtilaller derecesinde zorlu bir süreç olarak anlatır. Özellikle de erkek birey için. Kendini ispat etme sürecindeki modern kadın edilgen görünürken gizli bir etkendir aslında. Siyaset, iş, evlilik, aşk, tahakküm. Hepsi birlikte özellikle Gizli Emir’de ohal üzerinden yorumlanırken Anday, zamandan ve mekandan bağımsız anlatımıyla kadimden gelen en eski ve nadir evrensel kavramdan birini, “inancı” irdeler. Bunun için zamandan ve mekandan bağımsızdır. Yaratıcı ve yaratılan arasındaki muğlak ilişkiyi çeşitli mezhep, tarikat hatta dinlerdeki görüşlere göre bir kaç biçimde anlatır. Meselenin özünde yaratan ve yaratılan arasındaki ilişki vardır. Anday ohal maskesinin altında evrensel inancı gizler, inancı ve inanılanı. Her sanat eseri, sanatçısından izler taşır. Mutlaka sanatçıdan esere bir gölge düşer, bir ışık vurur ne var ki Melih Cevdet inanç yolunda yürüdüğü bu romanda kendi inancı ile ilgili hiçbir iz bırakmadan yürümüştür.