Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gölgedeki Sırlar
Rana ErolDüşük Puanlı Gölgedeki Sırlar Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Gölgedeki Sırlar sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Gölgedeki Sırlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
9.110 üzerinden
°°Rana Erol ~Gölgedeki Sırlar °°
Herkese merhaba
Öncelikle çok akıcı dili olmasına rağmen ben başlarda bir tık zorlandım. Sebebi Ermeni isimlerine hiç alışık olmamam. İsimlere alıştıktan sonra aktı gitti diyebilirim.
.
Sirap evlenmek, çocuk sahibi olmak en büyük isteğidir. Ağabeylerine seçtikleri kızı istemeleri için günlerce baskı yapar ve istemeye gider. Kız bir şekilde ölür. Sirap ise kendini lanetlenmiş olarak görür. Tabi ki köy ahaliside.
Bu arada olaylar Tokat da geçiyor. Benim memleketim de küçükken gitmiştim. Yazarımız bazı yerleri anlatırken okurken gözümde çok güzel canlandı çok hoşuma gitti.
Sirap kendi öldürdüğünü düşündüğü kızın hayali ile bir müddet yaşar ama ardından Agavhi ısrarı ile evlenir. Yine de eski neşesi sevgisi kalmamıştır.
Gerçekleri öğrendiğin de ne yapacaktır?
Osmanlı dönemi, Ermeni olayları ile geçen cinayetler, ihanetler...
Eski gücünü kaybeden ama hala düşmanlarına karşı direnmeye çalışan Osmanlı İmparatorluğu'nun ufak bir vilayeti olan Tokat'ta 1894 yılında geçen beş günü konu alan bir roman okudum. Kitapta dönemin siyasi ve toplumsal yapısını anlatan yazar, Türk-Kürt-Ermeni ilişkilerinden sıkça bahsediyor. Araya nifak tohumları ekilmeden önce kardeşçe, dostça, ayrışmadan yaşayan bu milletlerin, kültür ve ananelerine de büyük yer vermiş yazar. Tavsiye ederim dostlar
Merhabalar ❤ Bugün yorumunu paylaşacağım kitap dün okuduğum bol bol alıntı paylaştığım, donem olarak cok sevsem de üzücü olaylar okuduğum, ( ki dönem kitaplarinda artık bu duruma alışkınız ) buna rağmen kalemin akıcılığı sayesinde inanılmaz sevdiğim şahane bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
.
☘ Kitaba başlarken yaklaşık 50 sayfa süren alışma dönemim oldu. Sonrasında olaylar , karakterler ve durumlar kafamda netleşti ve her şey yerli yerine oturduktan sonra kendimi okumaya bıraktım.
.
☘ 1890 lı yıllara , Osmanlı'nın son zamanlarına, çalkantılı bir döneme, iç karışıklıklarına ve Tokat' a bir Ermeni ailesinin merkezde olduğu hikâyemize dönemin genel siyasi durumu hâkim. Ermeni halkını azınlık durumundan kurtarmak için kurulan teşkilat halkın parasını ve umutlarını sömürürken, yapilacak cok fazla şey de kalmamıştır aslında, biz bu kitapta aile içi sırları, olayların nerelere vardığını, şaşkınlıkla okuyor, oturduğumuz yerden ilginç tepkiler veriyoruz .
.
☘ Kitaplarda ana karakterleri her türlü tanıyoruz Ama bu kitapta yan karakterlere bile öyle güzel hakim oluyorsunuz ki , yeri geliyor kızıyor, yeri geliyor merhamet hissediyorsunuz. Bu başarı değil de nedir?
.
☘ Bir de özellikle belirtmek isterim ki yazarın kullandığı dil , betimlemelerdeki ustalığı bana Yaşar Kemal'i anımsattı, o kadar detaylı ve öyle okunası Bu kitap dönem kitaplarında alışılagelen sıradanlığı yazarın kalemi ve kurgunun tokluğu ile aşmış. Cok cok sevdim , siddetle tavsiye ederim. ❤
Farklı kültür ve dindeki insanların dostluklarının yine insanlar tarafından bozulduğunu anlatan bir roman. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen kalemine sağlık.
HAZIRLANIN 1890’LARA GİDİYORUZ
Bu kitap:
Birlikte yaşama kültürünün hem geliştirilip hem uygulandığı,milletlerin birbirini kardeş olarak gördüğü,kardeş gibi yaşadığı :
Bu sebeple dışarıdan ve içeriden sinsi müdahalelere maruz kalmış imparatorluk döneminin anlatısı.
Elbette dönem kurgusu ve elbette
Düşmanlığın içinde dostluk, dostluğun içinde ki dusmanlik. Ne güzel anlatmış yazar. Son zamanlarda okuduğum beni çok etkileyen bir hikaye. Kitaba başlar başlamaz kendinizi Osmanlı Imparatorluğunun 1894 yılı Tokat vilayetinde bulacaksınız. Betimlemeler gözlerinizde canlaninca kendinizi orada hikayeyi sanki yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz.
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. 400 sayfa olması sizi korkutmasın her satırı özenle işlenmiş çok akıcı çok etkileyici. Birde başlarken ön yargı ile başlamayın(Ben biraz öyle başlamıştım) Çünkü Olaylar tahmin edemeyeceğimiz şekilde gelişiyor.
Bir tarafta iktidarın, bir tarafta çetelerin baskısı ile bölünmüş olan halkın yaşam mücadelesini anlatan bakış açınızı değiştirecek bir dönem romanı. 1 Ağustos 1894 ve 5 Ağustos 1894 tarihine kadar geçen beş günlük süre içinde gelişen olaylar ve değişen hayatlar
Çete lideri Kaspar ve takma ismi Ari olan biri (sonlara doğru kim olduğunu öğrendiğimde kalbim kırılmıştı) gizli gizli toplantılar düzenler. Devletin posta arabasını soymayı planlar. Sirapyan ise birkaç kez evlenmek isteyip de evleneceği kızların ölmesi ile lanetli olduğunu düşünmeye başlar. Bir süre sonra Aghavni ile evlenmesinin ise yine lanet yüzünden olduğunu düşünür. Çünkü Aghavni'nin yaptıkları ve yaşattıkları sınırları aşan şeylerdi. Farklı farklı halklarin iç içe geçmiş hayatları, sevgileri ve dostluklarının nasıl düşmanca ayrıştırıldığını göreceksiniz. Sonunda ise kahvede çıkan yangında ölen dört kişinin, yanarak ölmelerinden dolayı cenazelerinin tanınamamalari ve kimin imam tarafından kimin papaz tarafından defnedilecegine rastgele tahminde bulunularak karar verilip gömülmeleri, anlayana anlamlı bir noktaydı.