Gönül #kokoro
✍DİPÇE:
"İnsan denen varlığın göğsüne yerleştirilmiş o karmaşık cihaz, saatin ibreleri gibi kati ve yalansız, etrafındaki sayıları işaret eden bir şey olabilir mi ki?
Zaman akıp gitse de arzularımızın, pismanlıklarımızın, mutun ya da mutsuzluğumuzun evi gönlümüz, zamana meydan okur mu yoksa tüm duygular orada zamana karşı taş misali ağırlaşır mı
Gönül, bir iç ağrısının kitabı. Birkaç cümleyle ifade edilecek içeriğe sahip olsa da neticesi itibarıyle burkan sancılatan değdi mi dedirten bir hikaye.
Döneminin tüm sancılarını da arka planda hissettiğimiz eser( Japonya'nın Batılılaşma sürecine denk gelir) geleneklerden kopmanın uzaklaşmanın sızısına bir de aşkı, dostluğu, onurlu kalmanın yanı sıra onursuz davranmayı da ilave ederek iyice ağırlaşır.Bu ağırlık kitabın sonuna dek hece hece artarak devam eder.Bir ömre sığan sırlar, bir gönülde mi yuvalanır ya da o sırdan bihaber bir başka gönlü mü tarumar eder ?
Parmak uçlarında yürüyerek ilerleyen hadise öyle bir yerde kitlenir ki o andan itibaren okur kime yanacağını bilemez, kime dönse bir başka duyguyla bakışır, kah aşk bu dedirtir ki o hep kıskançlığa gebedir, kah sadakat dedirtir, varlığı ağır yarayken yokluğunun darbesi yıkımdır, kah onur dedirtir ki bu içsel bir vuruşmadır...
Gönül, Japon kültüründen beslense de insanî titreşimlere sahip evrensel bir iç çekiş ve tüm ağır hecelerine rağmen akan yuvarlanan koca bir sözcüğün hikayesidir.
Soseki için, ilk okuma olabilecek bu kitap tavsiyemdir. Esen kalın.